12 Haziran 2012 Salı

ZAKkum'un Kökü 01 (AKA: Zıkkım!)

Hatırlarsınız, Kutuge'nin ağırlığını koymasıyla cortlist birden bire güme gitmiş, Oklitus, TimurKhan ve Heidi elleri böğürlerinde öylece kala kalmıştı. Ama bu elleri böğürden çekme sorumluluğunu omuzlarında hisseden 25temmuz Mr.Yer6'ya "hoşt" diyerek konuya yeni bir açılım getirmiş, aldığı yanıt üzerine artık omuzlarında hissettiği sorumluluğun değil hasar gören karizmasının derdine düşmüştü...

Yani orkestra günlerdir prova yapmış, timpanimer savaş davulu niyetine gümbür gümbür vurmuş, sinirler keman teli gibi gerilmişti... Hazır kemanlar da akort tutmuşken şişman kadın sahneye çıkıp şarkısını söylemeliydi ki bu soap opera muhteşem bir arya ile son bulsun..

Zorunlu Açıklama: Heidi'yi hiç görmediğimiz için kilosu hakkında yorum yaptığımız düşünülmesin, lütfen. Öte yandan sadece bir kez telefonda sesini duymuşluğumuz var ve o  ses de herhangi bir aryayı seslendirmek için epey yetersizdi, o yüzden yukarıda yazdığımız "şişman kadın" ve "opera" tanımlarının sadece teşbih olduğunu ifade etmemiz yerinde olacaktır. :)

25temmuz'un Mr.Yer6'ya hoşt demesinin üzerinden iki, kendisine verilen yanıt nedeniyle ortadan kaybolmasının üzerinden bir saat kadar geçmiştir ki, Heidi gece saat 2:45 sularında tüm üst yöneticilere birer özel mesaj gönderir, bununla da yetinmeyip üst yönetim odasında aynı mesajı içeren bir konu açar!

Not: Mesajın Üst Yönetim odasına da açıldığını özellikle belirtmemizin nedeni, internet alemindeki en hoş görülmeyecek şeylerden biri olan özel mesaj trafiğini yayınlamakta olduğumuz düşünülmesin... (O işi daha sonra yapacağız! :)) Konu 3. kişilerin de izleyebileceği bir alana açılmış ve sır olmaktan çıkmıştır zira. Üstelik göreceğiniz gibi, Heidi'nin "ben ne utanacağım" diye deşifre ettiği şifreli bölüm sadece tarif edilecek, Mr.Yer6 tarafından alenen açıklanmayacak. Mr.Yer6 utanır doğrusu... :)



Açıkçası, tam bir bombadır bu imza olayı.. Yenilir yutulur lokma değildir. Kimse kayıtsız kalamaz böyle bir çıkışa.

Andersen ZıpZıplar konusunda tartışılırken konuşturduğu 6. hissini yine konuşturmuş, üst yönetim odasında yaşanan olayların pik noktasını yakalamayı yine başarmış ve nihai darbesini vurmuştur.

Vay canınadır! Ve elbette, vay halinedir Mr.Yer6'nın!

Gözlerinde şimşekler çakar ve bu elektrikli atmosferin ürettiği sesi insanların kulaklara eriştirinceye kadar kara kara düşünür Mr.Yer6.

İki tarafın artı ve eksilerini değerlendirir.

Ne yapmış, süreci etkileyecek hangi hamlelerin içinde major rol oynamış olursa olsun bu şekilde bir aşağılanmayı kimse haketmez, Heidi neden haketsindir ki? Sinirlenmekte haklıdır.

Peki, o güne kadar efendi efendi takılan Andersen ne olmuştur da birden canavarlık yapma isteği duyup, bu içgüdüye boyun eğmiştir? O gece dolunay mı vardır gökyüzünde?

Önce Andersen'in imzası üzerine yoğunlaşır.

"Hangi suda yüzsen zehirli bir forumanası" tanımı Andersen'in yüzdüğü başka sularda da aynı forumanası'na rastladığını işaret etmektedir adeta. Acaba, Heidi ile bu forum dışında bir geçmişi olabilir mi diye düşünür. Mesela Heidi'nin yöneticilik yaptığı anılarım.net'ten Çizgiliforum'a sarkmış bir bitmemiş iş? “Olasılık dâhilindedir” diye işaret koyar bu düşünceye.

Heidi ve saz arkadaşları tarafından başlatılan ve Andersen'den de destek alınan eksi rep yöntemiyle kaleden kaleye güvercin uçurulan günler üzerinden zaman geçmiş, geri adım atıp "yanlış anlaşıldığını" söylediği halde, Andersen'in bu imza değiştirme işine neden şimdi kalkıştığını anlamaya çalışır, Mr.Yer6. Acaba Heidi veya Oklitus ile Andersen arasında özel mesaj yoluyla tartışma sürmüştür de Andersen patlama noktasına mı gelmiştir? “Mümkündür” işareti koyar bu düşünceye de.

Andersen neden kendisini kündeye getirip yerden yere vuran Oklitus'u değil de Heidi'yi hedef tahtasına oturtmuştur? Forumun hassas karnını mı kaşımaktadır? Bir “olasılık dahilindedir” işareti de bu fikir hakeder.

Andersen'in imzasında yer alan şifreli kısaltma neyi ima etmekte ve ne anlama gelmektedir acaba? Mr.Yer6 hemen internette bir araştırma yapar ve iki kaynakta bu şifreli kısaltmanın açıklandığını görür. Biri tıp ile ilgili bir site; tabibim.org diğeri ise; ekşi sözlük'te.

Erişilen bilgi Andersen'in Heidi'nin özel yaşamına dair bir fikri olduğu izlenimi yaratmaktadır. Eğer bu fikir, bilgi sahibi olmaya dayanmıyorsa tahmin üzerine dillendirilmiş demektir ve yine Andersen isminin geçtiği yerlerde karşımıza çıkan garip tesadüflere birini daha eklemektedir. Andersen kaşıyacağı yeri iyi bilen bir durugörü uzmandır adeta.

Mr.Yer6 Andersen'in online olduğu son tarihi kontrol eder. Saat 23:30 civarında (yanlış hatırlamıyorsam) forumu terk etmiş olduğunu görür. Andersen logout olmadan hemen önce bu naneyi yemiş olsa, üzerinden geçen süre 3 saat demektir ve imza değişikliği bir yöneticinin gözüne ilişene kadar bu kadar süre boyunca dolaşımda kalmıştır.

Ortalama online üye-misafir sayısı 4000 civarı olan bir forumda nasıl olmuştur da Andersen'in imzası dikkat çekmemiştir 3 saat boyunca? Fena boyutta bir sorudur bu! Mr.Yer6 triple soru işaretiyle değerlendirir bu bilinmezi.

İmza yoluyla hakaret etmek isteyen Andersen'in bu imza değişimini neden forumdan el etek çekildiği gece saatlerinde yaptığı, hakaretinin forum üyelerince görülebilmesi için neden çaba sarf etmediği, bu amaçla önüne gelen konuya yazıp o konuların forumda öne çıkmasını neden sağlamadığı gibi bir takım tutarsızlıklara işaret eden sorular da dolanır Mr.Yer6'nın kafasında. Andersen Heidi'ye hakaret etmek istiyordur da aynı zamanda bu hakaretin bir tek Heidi tarafından fark edilmesini mi hedeflemiştir? Garip bir durumdur ve ondan daha garip bir ruh hali yaşıyor olmalıdır Andersen.

Bir de yazım hatası farkeder Mr.Yer6. “Mustarip” olması gereken sözcük “muzdarip” olarak yazılmıştır. Forumda Andersen mesajları içinde bir araştırma yapar ve gerçekten de Andersen'in de bu sözcüğü “muzdarip” biçiminde bir kere kullandığını saptar.

İmza değişimini ilk farkeden kişinin imza sahibinin hedef aldığı kişi; Heidi olması, bu defa, Mr.Yer6'yı Heidi'nin bu keşfini yansıttığı mesajını inceleme altına almaya yönlendirir.

Andersen'in imzasında sözedilen zehirli forumanası'nı hemen teşhis etmiştir Heidi.

Andersen'in imzasında geçen şifreyi de çözmüştür. Belli ki Mr.Yer6'nın kaynaklarından biri olan eşki sözlük'te gördüğü açıklamaya o da ulaşmıştır. Belki de zaten bilmektedir, karar veremez Mr.Yer6, o kadar da önemli değildir zaten.

Heidi şifreli iki kısaltmada da geçen bir harfi çözümlerken iki farklı sözcüğe başvurmuştur. Bu sözcüklerden biri hakaret sözcüğüyken diğeri değildir. Hakaret sözcüğü her iki kelimeye de yerleştirilse metnin anlamı daha da ağırlaşmakta, hakaret olmayan sözcüğün her iki şifrenin açılımında kullanılması halinde ise metin biraz daha hafif bir hal almaktadır. Heidi şifreli metinde “kadın” sözcüğü yerine kullanıldığı anlaşılan harfi de daha banal bir ifadeye başvurarak çözme ihtiyacı duymuştur. Andersen’in ruh haline getirdiği bir yorum olarak değerlendirir Mr.Yer6 bu durumu. Her halükarda Andersen Heidi'ye nokta atışı yapmış gibi görünmektedir.

Heidi'nin anlamayan beyinler için yaptığı açılımın kimi kapsadığı da meydandadır.

"Bu sapığı seven ve savunan" çerçevesinde gönderdiği selamın da kime gittiği bellidir.

Ayrıca “namusun temizlenmesi” için bir çağrı vardır Heidi'nin metninde. Temizlik kimin görevidir ve nasıl yapılacaktır Mr.Yer6 için bir başka merak konusudur bu.

Savaşın sadece en sıcak çatışmasına odaklanan bu bakış açısıyla işin içinden kolayca çıkmak mümkün değildir. Gerçekte ne olduğunu görmeyi, kim haklı kim haksız ayırt etmeyi isteyen Mr.Yer6'nın bakış açısını genişletmesi elzemdir.

Son üç günü inceleme altına alır ve gördükleri hiç hoşuna gitmez...

Ama önce Heidi’ye bir Özel Mesaj gönderip hem üzüntüsünü bildirir hem de aklına takılan soruların bir kısmını değerlendirmesi için ona aktarır.



 Bölümü bitirmeden bir kaç soru soralım, adet yerini bulsun...

Soru:
Vipcortist'te bu güne kadar okuduklarınız ışığında, aşağıdaki cümlede boş bırakılan yere sizce hangi isim gelmelidir?

İmzayı değiştirip Heidi'ye hakadet eden bence ................

Soru:
Sizce, Heidi forum iç çatışmasına kurban mı gitmiştir?

•    Evet, Kurban Heidi
•    Elinde kasap bıçağı olan kurban hiç görmedim
•    Üye kaydını Cebrail yaptırmamış mıydı onun?
•    "Ablan sana kurban olsun" dediği andan itibaren kurbandır
•    Hayır, Kur Ban Heidi

Bakalım Heidi Mr.Yer6'nın dert edindiği soruları değerlendirmeye alıp soğukkanlılığını mı koruyacak yoksa işler iyice çığrından mı çıkacak? Peki, bakış açısını genişleten Mr.Yer6 olayları çözümleme sürecinde hangi düşüncelerle boğuşacak, hangi fikrin en geçerli açıklama olduğuna karar verecek ve ne yapacak? Ya Oklitus? O nerede tüm bu işler olup biterken? Heidi'nin başı sıkıştığında her daim ve her koşulda hızır gibi yetişen Süpermod ne yapıyor?

Bu soruların yanıtı önümüzdeki bölümde...

Devam Edecek...

18 yorum:

  1. Olay aslında ZAK ın üstüne dönüyor gibi görünüyor, ama ZAK önemsiz bir ayrıntı, okun ucu Mr.Yer6'yı işaret ediyor.
    Mr.Yer6 haklı savunması ile ZAK'ın banlanmasında geri adım attırmıştı. Zaten amaç ZAK olmadığı için,
    şimdilik kaydıyla geri adım atmakta bir sakınca yoktu. Öyle bir oyun ortaya konmalıydı ki, bütün gözler istisnasız
    Mr.Yer6'ya çevrilmeliydi. ZAK'ın herşeyi zamanında bilebilmesi ancak üst yönetimde adamının olması ile izah edilebilir, eğer Mandrake değilse.
    (İtiraf ediyorum şimdiye kadar Mr.Yer6 tarafından haberdar edildiğini düşünüyordum. Ama, Mr.Yer6'nın başının nasıl sıkıştığını görünce hata ettiğimi anladım.)

    Ağırbaşlı, kendi halinde bir hanımefendinin, Heidi'nin sürekli olayların ortasında olması nasıl izah edilebilir. Eğer tertipçilerin yardakçısı değilse.
    Sanki bir şey bekliyormuş gibi, imza değişikliğini ilk onun farketmesi garip, sürekli ZAK'ın profilini mi inceliyormuş? Eski hesaplarından hangisi olduğunu bulmağa çalışıyordu heralde.
    Ya şifreleri hemen çözmesi, forumda ki tek bayan kendisiymiş gibi,mesajın kendisini kastettiğini hemen anlaması, bana biraz şüpheli geldi,

    Oklitus'un bir kaç kimliğinden bahsetmiştiniz. ZAK' da onlardan biri olmasın. Başka türlü her ayrıntıdan haberdar olması pek mümkün gibi gelmiyor.
    Basit bir rep savaşının, veya bir iki imalı sözün forum ortasına atılan ikinci bombaya (ilki 25temmuz'un ki idi) dönüşmesi biraz tertip gibi kokuyor.
    ZAK gerçek bir kişi olsa niye onca emeğini, güç-bela aldığı VİP'liğini, sanal kimliğini feda etsin?

    Sayın Yer6, çok ilginç şeyler izliyoruz. Sherlock Holmes gibisiniz, ama sizi de oyuna getirebilenler var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mr.yer6 cortlist yayınlandığı anda durumu yani hedef tahtasında kendisinin oturduğunu anlamıştır. yalnız meraklı bir tip olduğu için, sahne düzenini görmeyi ve replikleri duymayı bekliyordur.. bunu bildiğini kendisine hasım kesilenlere hissettirmek için en az iki yerde "henüz yönetimdeyim, söz hakkım var ve müsaadenizle bu hakkı kullanacağım" der.. tabi rollerine konsantre olmuş hasımlar bu farkındalık deklarasyonunu fark edebilmişler midir bilinmez..

      oyuna getirildiğim bir anlamda doğru sayılabilir. ama oyun kurucuların oyunu planladıkları biçimde götüremediklerini de hesaba katmak lazım..

      güneyde bir söz vardır; "tanrı, uyurun peşine uyanık düşürmesin" derler... niyet kötü olup, forumun 7 uyurları da normal mesaideyken kıtmir naapsın.. :)

      Sil
  2. Heidi bence şiiri, daha önceden duymuş ki, kendisine yazıldığını anlamış, niye özel mesaj ya da telefonla halleşmemişlerde illaki forumu da işin içine katmışlar. Benim bildiğim ikili ilişkilerde herkes ağzına geleni söyler, herkes yoluna gider. Böyle orta yere dökülmesinin ayrı bir amacı var, birilerini de olaya katıp söz söyleyemez hale getirmek istiyorlar. Forumun namusu kirlendi, biz yeni bir forum kuralım mı demek istiyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. heidi'nin şiiri (şiir denirse tabi) daha önce duyup duymadığı, şifreyi nasıl da pat diye çözdüğü filan önemli değil aslında. tüm olayların sanki aceleleri varmış gibi arka arkaya dizilmesi, sanki ilahi bir el tarafından yönetiliyormuş gibi mükemmel tesadüflerle pikiştirilmesi.. takdiri ilahi ise, boynumuz kıldan ince, değilse işe şeytan ya da şeytanlar karıştı demektir..

      Sil
  3. Bunlar şeytanıda, şeytanın avukatınıda cepten çıkarırlar. Sahi Oklitusun uykusu ne kadar ağırmış ki (ben Tibet'te inzivada biliyorum, bir ara öyle resmini gördüm.) olaya aniden müdahele eden 12.ci sırayı bekleyemeyen brutus kıyamet kopuyor ortalarda görünmüyor. Kasıt yoksa al bir tesadüf daha.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ilerleyen bölümlerde soru cevap takdiğini değiştirip, bazı soruları biz soracağız ve oklitus yanıtlayacak.. sanırım bu arada nerede olduğu da, belirlinleşir..

      Sil
  4. Düşündükçe yeni yeni şeyler çıkıyor. ZAK ın kurulacak yeni forumdan haberi vardır ve orada ki yeri garantidir. ÇF daki VİP liği ne yapsın.

    Mr.Yer6 sağduyusu ile sözünü dinletebilecek, forumu parçalanmaktan koruyabilecek tek kişidir. muhakkak bertaraf edilmelidir. Dolayısı ile bomba onun kucağında patlatılır ki kaçamasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o kadar verimli bir konu ki, 40 farklı yaklaşımla kırk farklı sonuç çıkarmak mümkün. elbette bunlardan sadece bir tanesi doğruları yakalamış olacak herhalde..

      evet pimi çekilip mr.yer6 üzerine atılan bir elbombası var.. bakalım bomba patlamadan önce yetişip karşı sipere geri gönderebilecek mi bu bombayı? :)

      Sil
  5. Bazı arkadaşların “şiir” dedikleri “imza” nın ilk satırlarını yazıp, aziz google’e arattım, şu an ÇF kapalı olduğu halde bile cümlenin tamamını verdi… Cahillik zor iş tabi, ne anlama geldiklerini bilmediğim iki kısaltmanın açılımlarını da yine sağolsun saint google sayesinde öğrendim…

    Her ne olursa olsun hoş görülecek bir yanı yok elbette, çirkin mi çirkin. İmzanın sahibi andersen ise benim gibi çoğu kişi, oha be andersen! der, ama ya değilse… işte asıl çirkinlik bence burada…

    Sayın yeraltı, tam İsveç polisiye öyküleri gibi, öyle güzel kaleme almışsınız ki olayları, kaleminize sağlık. Bu yazı dizisinin en sevmediğim yanı bölümün sona erdiğini belirten “devam edecek” uyarı yazısı, üstelik öyle bir yerde bırakıyorsunuz ki, adamı tilt eder… :):)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında bölümleri okuma kolaylığını göz önüne alarak yazıyorum. uzun metinler ya okuyucuyu ya da işin püf noktasını kaçırıyor. hem amaç biraz da, insanların anlatılanlardan kendi kurgularını çıkarmaları olduğu için, biraz zaman tanımak daha yerinde bir tutum gibi geliyor bana, tüm öyküyü anlatmak yerine..

      neyse zaten sona yaklaşıyoruz.. birkaç farklı final yazıp, bir tür "what if" çeşitlemesi yaparak bitirmeyi umuyorum.. seç beğen al misali..

      Sil
  6. Tam da en heyecanlı yerinde bitti yahu...
    Olayların geldiği noktada, Memduh Başgan'ın ÇF'a el attığını bile düşünebilecek durumdayım :)))

    İnşallah finalde en azından birkaç konu aydınlığa kavuşur..
    Peki Mryer6 imza olayından sonra andersen ile hiç konuşmadı mı?
    Heidi'ye mesaj yollamadan önce Andersen'le konuşması daha aydınlatıcı olmaz mıydı?

    P.K.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Andersen'e konuyu aydınlatması için bir özel mesaj göndermiş ve bunun "hayati bir mesele" olduğunu bildirmiş, lakin yanıt alamamıştır Mr.Yer6. Sanırım Kutuge de aynı çağrıyı yaptı Andersen'e, ama onun da yanıt aldığını sanmıyorum.. Görünen o ki, Zümrüd-ü Anka Kuşu, küllerinden yeniden doğana dek sırra kadem bastı...

      Sil
  7. Bir de bir not düşmek istiyorum. "Muzdarip", kelimenin doğru yazımıdır. Hatta Osmanlıca yazımına bakarsanız orada da "z" ile yazıldığını görürsünüz (Mehmet Kanar - Osmanlı Türkçesi Sözlüğü). Andersen'in zaten yeterince hakkı yenmiş, biz de istemeden bunlara bir yenisini daha eklemeyelim bari burada...

    P.K.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ıstırap'ı ızdırap diye yazarsak mustarip yerine muzdarip yazılmasında sakınca yok.. türkçeye mustarip olarak giren sözcük sonradan muzdarip'e dönüşmüş. arapça özgün hali muddarib imiş. yani galat-ı meşhur sözcüklerimizden biri.. mesele "sık başvurulmayan bir sözcüğün iki farklı kullanımından birini tercih eden, iki farklı mesajda da aynısını kullanacaktır" fikrinden yola çıkarak, kalemin de aynı kalem olup olmadığına dair bir im yakalamaktı.

      Sil
  8. Kısa sayılacak bir zaman diliminde Forumun unutulmazları arasına girmiş andersen… Adı etrafında gelişen olaylar kadar üzerindeki gizem ve sır perdesi de ilgiyi katlamış ve katlamaya devam ediyor. Andersen adına elle tutulur tek şey paylaşımları gibi duruyor.

    Bu kadar insan ilgiyle yazılanları okuyor, yorumlar yapıyor kendisinden tık yok. Efsaneler böyle doğuyor demek :) Sanal alemin derinliklerinde kayboldu, kuş olup uçtu mu? Bir ses ver allasen, her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan!…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bakarsınız kalkar üzerindeki görünmezlik pelerini.. zamanı gelmektedir belki de... hele bir bitirelim biz şu "ne oldu" kısmını, sonra kim ve nasıl sorularını yanıtlama imkanı olur umarım.

      Sil
  9. “bu adam içimizden biri!
    Ve kim olduğunu öğrendiğimiz zaman emin ol “keşke andersen” olsaydı diyeceğiz.”

    Mr.yer6’nın gönderdiği bu mesaja nasıl bir yanıt aldığını merak etmemek mümkün değil. Olay örgüsü öyle girift ki, tek bir yere odaklanıp yorum yapmak çok zor. Örneğin ben, ortak dergi paylaşımları, ortak çocuk dergisi çalışmaları, yaşanan tartışmalarda birbirine kol kanat germe gibi birlikte hareket etmenin sayısız örneklerini vermiş bu ikiliden birinin forumdan ayrılmasından sonra heidi’nin niye peşisıra gitmediğini hep merak etmiş ama kendimce mantıklı bir açıklama getirememişimdir.

    Şimdi okuduklarımı üst üste koyunca, mr.yer6’nın “keşke” si heidi’de bir kafa karışıklığına mı yol açtı sorusu da aklıma gelmiyor değil…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. malesef bu olaylar sonrasında heidi, kafasındaki her şeyin yerli yerinde olduğuna dair bir görüntü sunar... mr.yer6'ya "acil tedavi ol" diyecek kadar pürüzsüzdür beyin kıvrımları.. :)

      öte yandan şu da bilinmeli ki, heidi gitmediyse oklitus da gitmemiş demektir! aynı şekilde heidi hangi yetkiye sahipse oklitus da o yetki ile donatılmış anlamına gelir ÇF'de. bir nevi forum yapışık ikizliği yani.. mr.yer6'nın yapacağı bir operasyonla ayrılmaları tıbben mümkün görünmemekte..

      Sil