Mr.Yer6 kapıyı usulca çekip çıkmıştı. Biliyordu ki kapı, dost-düşman demeden geride kalanlarla arasında bir engel olarak duracaktı bundan böyle. Dostlardan kendisi için herhangi bir beklentisi yoktu, Çizgiliforum’da olan biteni anlamlandırıp gerekli önlemleri almak için harekete geçseler yeterdi, ama düşmanların bu rakibi öldüremediklerinin farkında olduklarını aklından çıkarmaması gerektiğinin de ayrımındaydı. Bu farkındalık üst yönetim odasında yaşanan tartışmaların ekran görüntülerini çekmeye ikna etmemiş miydi onu zaten! Bir belaltı vuruşun hedefinde yer almak beklenmedik bir şey olmazdı doğrusu.
Bundan sonrasını ancak kalın bir perde arkasından görebilecekti. İçerde neler olacak, kimler hangi hamleleri yapacak, geride kalanlar üzerinde düşünsün diye yerleştirmeye çalıştığı sorular gündemlerine alınacak mı, yoksa her zaman olduğu gibi halının altına mı süpürülecekti bu sorular da?
Peki ya küskünlük kozuna sığınıp forumdan ayrılmak için aradıkları mazereti elinden aldığı insanlar o an herkes için tamamen belirsiz hedeflerine ulaşma yolunda bu sefer hangi yöntemlere başvuracaktı? Öğrenme şansı hemen hemen hiç yoktu... Buluttan nem kapmak misali, sıkı bir gözlemle edineceği bilgi kırıntılarını yorumlamaktan başka seçeneği kalmamıştı artık. Fikir yürütmelerinin tahminden öteye gitmeyeceğini, kimi zaman tuttursa da kimi zaman yanılmış olduğu sonucuyla yüzleşmesi gerekeceğini az çok biliyordu.
Kimseyi arayıp kulis yapmak, ağız yoklamak da tarzı değildi... Hep mesafeli olmuştu ama şimdi o mesafe
“uzak ara”yı ifade ediyordu.
Önce sağduyulu diye tanıdığı bazı isimlerin forumdan kendilerini çektiğini fark etti. Özellikle birinin tek tük paylaşımlarındaki sitem havasını gözlemek zor değildi. Hatta onun da
“sınırda” olduğuna, birilerinin onun da üzerine bir takım oyunlar oynandığına yordu bazı paylaşımlarına yazdığı mesajları.
"Her kuşun eti yenmez," diye sunduğu paylaşım bir
"yora" idi bu fikre varmak için.
Sonra bir dostu aradı ve yönetimden istifa edip, VİP olarak devam etmek düşüncesini aktardı. Mr.Yer6'nın istemediği bir şeydi bu; aklıselim yöneticilerin yönetimden ayrılmaları demek tüm öngörülerinin çökmesi, forumdan ayrılmadan önceki tüm çabalarının boşa gitmesi anlamına geliyordu. Onun gibilere orada her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu, söyledi dostuna. Sonra telefonla arama inceliğini gösteren bir kaç kişiye daha aynı telkinde bulundu. Ama hassas insanlar derin yaralar almıştı ve boşaydı bu telkin çabası da…
Hatta doğrudan tepki koymuş biri, aynı doğrudanlıkla Süpermodluktan Süperüyeliğe indirilivermişti. Eğer kendi isteğiyle yapılmış bir rütbe tenzili olsa, en azından hala VİP olarak görünmeliydi forum koridorlarında.
Bir şeyler oluyordu ve Mr.Yer6'nın öngörülerine göre düzenlediği hamleleri birer birer iflasın eşiğine geliyor gibi bir görünüm oluşuyordu uzaktan bakınca...
Daha kötüsü, küsme kozunu elinden aldığını sandığı insanların da ortalarda görünmemesiydi. Oklitus da, 25temmuz da sırra kadem basmıştı... Bu duruma anlam vermek zordu. Sonra sonra, taşlar yerine oturmaya başladı, oradan buradan topladığı bilgi kırıntılarına ulaştıkça.
Mr.Yer6 yine bir hariçten gazel girişiminde bulunmalı, bu sefer içerde kalan ama kendilerinden beklediği işlevden giderek uzaklaştıkları gözlenen dostlarını yeniden etkin olmaya yönlendirecek bir şeyler tasarlamalıydı. Daha önce rakip forumla girdiği Ceylan tartışmasında edindiği deneyim, sav haklı olsun olmasın,
"dışarıdan" yapılan hamlelerin içerde
"yekvücut" oluşturmaya yaradığını öğretmişti ona.
Bu amaçla, haleti ruhiyesinin bir dışavurumu niteliğinde başladığı ve forumda yaşadığı son günleri anlatan Facebook sayfası kapak fotograflarına hız verdi. Evet, belki kendisine inanan insanları da kaybedecekti ama bu
"yanlış" gibi görünen tutumun etkilerinin forum içinde birbirine sarılma, kenetlenme olarak tezahür edeceğini umuyordu. Sonraları, bu umudunun yerini bulduğuna da şahit olacaktı…
Zaten olup biteni büyük bir çerçevede göremeyenler veya görmek için kılını kıpırdatmayacak olanların gözünde bir sürü hata yapmıştı Mr.Yer6.. Bir eksik bir fazla çok dert değildi.
Facebook sayfasına koyduğu resimlerin
"yakışık almadığını" münasip bir lisanla ifade eden bir arkadaşı da, Çizgiliforum'da kaynayan kazanın içeriği hakkında bir fikir vermişti Mr.Yer6'ya... Olağan koşullarda bilmesi mümkün olmayan
"hakaret" konusuna da giriş yapan arkadaşına, kesin bir dille
"yok öyle bir şey" demişti Mr.Yer6. Heidi'nin özel mesajına yazılmış ve sadece onun bilgisinde
"var" olması gereken bu konu, başkaları için
"yok" olmalıydı çünkü! Ama anlaşılan birileri Mr.Yer6'nın imza değiştirene yönelik hakaret tamlamasını forum içinde popüler bir söylem olarak ilgili ilgisiz herkesin kulağına üfürmüş, dolap çevirme konusunda master degree sahibi bu kişiler eylemlerini açıklayan savunmaların temeline oturtmak için dolap beygiri niyetine bu hakarete sarılmışlardı. Belli ki
"Yandım Anam!" nidası forum koridorlarında çın çın çınlayıp çengel bulmacadaki işlevinin ötesine geçmiş, şimdi de kenetletme amacına hizmet ediyordu.
Öte yandan, Mr.Yer6 düşmeden önceki son savunmasında,
"yok hükmünde" olacağını değerlendirdiği için yer vermediği yeni forum fikrini eni-konu irdelememiş, üzerinde yeterince düşünmeyerek bir hata daha yapmıştı. Kendisinin ayrılmasından bir hafta sonra Eskikitaplarım sahneye çıkınca anlamıştı ki, 25temmuz en azından nabız yoklama ve sosyal süreçler açısından belli bir olgunluğa getirdikten sonra atmıştı molotof kokteyli formunda kendi forumunu kurma fikrini üst yönetim odasına. O odadaki bazı isimlerin bu çağrı yapılmadan önce de haberdar edildiğine dair emareler vardı zaten ve bu isimler için girdikleri yoldan geri dönüşün kolayca mümkün olmadığını da değerlendirmeye almamıştı Mr.Yer6. Kimbilir belki altyapı çalışmaları da çoktan tamamlanmış, hizmet makinesi satın alınmış, server kiralanmış, alan ismi alınmıştı bile... Dönüş sözkonusu bile olamazdı bu noktaya gelindiyse.
Kutuge'nin VİPlerden yardım çağrısı, forumu hırpalayan cortlist'i etkisizleştirdiği için o koldan ilerlemek artık zorlaşmış olmalıydı yeni oluşumcular için... Ama bu konuda da bir belirsizlik vardı: Kutuge'nin forumun kabaran borçlarını karşılayacak bir tutara erişmesinden sonra ne yapacağı hakkında kimse gibi Mr.Yer6'nın da fikri yoktu. Ola ki, Kutuge’nin kendisinin de içinde bulunduğu Admin grubuna yönelmiş bir ihtilal girişiminden duyduğu rahatsızlık Çizgiliforum'un yaşam damarlarını kesmesiyle dinebilirdi. Belki de yıkıcı rol üstlenenlerin üzerine gidecek, forumun yaşaması için tüm imkânlarını seferber edecekti. İlk ihtimalin hayat bulması demek, yeni platforum'a gün doğması demekti. İkinci ihtimal ise zaten bir daha Çizgiliforum'da günyüzü görmemelerini gündeme getirirdi ki, al sana, girilen yolda parçalanma sürecinde aktif rol oynamayı sürdürmek için geçerli iki neden daha... Cortlist gibi forum süreçleri kılıfında sunulmuş, saman altından kendi kendine akacak bölücü eylemler yerine artık kulaktan kulağa bir fısıltı kulesi kurulması kaçınılmaz olsa gerekti bu aşamada…
Mr.Yer6 ise gitmiş, istenmeyen adamı işaret ederek
"o varsa biz yokuz" gerekçesini ortadan kaldırmıştı. Artık süratle başka yeni mazeretler üretip, aynı süratle forumun parçalanmasında oynadıkları katalizör rolünü tamamlamaları gerekiyordu.
Yeni mazeret,
"forumun geldiği bu noktada artık orada bulunmak istemeyişleri" olsa gerekti.
Belki Oklitus daha akılcı ve ismini temizlemeye yönelik
"duygusal" süsü verilmiş bir hamle yapmış, gelişmelerden kendini sorumlu tuttuğunu belirterek el etek çekmişti forumdan.
"Mr.Yer6 bile hakkımda böyle düşünüyorsa, benim buralarda işim kalmamıştır arkadaşlar"ın ne güzel bir gerekçe oluşturacağını değerlendirememişti Mr.Yer6... Kendisi değerlendirmemişken, şok geçiren, belirsizlikler içinde yüzen, bocalayan diğer forum yöneticilerinin bu mazerete kafa yormasını bekleyemezdi zaten...
Çizgiliforum
"ak" isimler olarak terk edilmeli, yeni oluşum
"ak" bir isimle yola çıkmalıydı ki, onların hızlandırdıkları küçülme ve parçalanma süreci tamamlanıp
"nokta" dendiğinde, geride kalanlar oluk oluk aksın kurulan yeni mekâna.
Doğrusu incelikli işlerdi bunlar. Mr.Yer6 kendisini sona sürükleyen hamleleri önce kalın bir çizgi olarak görmüş, ancak yakınlaştığında bu kalın hattın incecik bir sürü çizgiyle örülü olduğunu fark edebilmişti. Yakınlaşana kadar geçen zaman, olaylara etkisine
“gecikme” olarak yansımış, çözümlerini hep ötelenmiş hamlelere yığmak zorunda bırakmıştı onu. Aynı gecikme yeni oluşum süreçlerinin hangi ince ipliklerle örüldüğünü fark etmekte de göstermişti kendini.
Belki de geride kalanlara fazla güvenmişti... Belki de güvendiği insanlar ellerinden geleni yapmışlar, ama onlar da Mr.Yer6 gibi bir çıkmaz sokakta bulmuşlardı kendilerini.
O günlerde geldi, forumun faz değiştirdiğine dair ilk işaret! Birgün baktı ki, Süpermod uygulamasına son vermiş Çizgiliforum. Tüm Süpermodlara bir alt yönetsel işlev yüklediklerini gösteren yeni bir iş önlüğü giydirilmiş olduğunu görmüş, Admin grubunun can havliyle ataklar yapmakta olduğunun dışarıdan okunabilecek ilk emaresine rastlamıştı. Uyanışın geç de olsa başladığına yordu Mr.Yer6 bu gelişmeyi… Belki de yanılmıştı yine.
Uzun zamandır isimleri gündemde olan ama atamaları geciktirilen Moderatör adaylarının da görev yerlerine gönderildiğini gözlemledi uzaktan. Forum toparlanma sürecine girmiş gibi bir izlenim veriyor, taze kan üzerine düşeni yapıyor, ortam hareketleniyor ve hayata tutunuyordu sanki.
Çizgiliforum'un tahterevalliye binmişçesine bir yukarı bir aşağı hareketlerle salınmakta olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi fakat. Mr.Yer6'nın öngöremediği ama hiç de beklenmedik olmayan bir takım gelişmeler daha yaşandı. Çizgiliforum
"asları" birer birer Eskikitaplarım'a üye oluyor, desteklerini sunuyor, o yapıyı oluşturan isimlerin üçüncü kişilerin gözünde
"ak" kaldığı yönündeki izlenimi güçlendiriyorlardı. Kendileri için küçük ama forumkardeşliği için büyük bir adım mı atıyorlardı bu insanlar, yoksa Mr.Yer6'nın artık haberdar olması mümkün olmayan gelişmeler nedeniyle yorumlayamayacağı farklı düşünceler peşinde miydiler, kestiremiyordu. Kimse yeni foruma dost eli uzatarak
“ailemiz” dedikleri ortamı nereye sürükleyeceklerini göremiyor muydu gerçekten? Yoksa ufukta görünen ihtimali Mr.Yer6'dan çok daha iyi değerlendirmişlerdi de pozisyon mu alıyorlardı? Belki onlar da tıpkı Mr.Yer6 gibi artık sağlam basacakları bir zemin kalmadığı için yaş tahtaya basıyorlardı, kim bilir...
Ardından akla ziyan bir olay daha yaşandı Çizgiliforum'da! Yeni atanan Mod ve VİPlerden bazıları istifa ederek Eskikitaplarım'a geçti. Darbe üstüne darbe! O müthiş tesadü’fen bilimi yine liyakat sahibi alimlerin elinde mucizeler yaratıyor olsa gerekti. Bu geçiş Çizgiliforum'u uzun zamandır
"taşıyan" e-kitap kanadındaki aktif üyelerin getirdiği taze kanı yeni oluşuma aktarmaları anlamına geliyordu ve artık Çizgiliforum'u kalbinden vurduğunu söylemek hiç de abartı sayılmazdı.
Yeni Moderatör ve VİP atamalarının Eskikitaplarım'a gönlü kaymış veya kayma ihtimali olan bazı üyeleri ödüllendirerek elde tutma girişimi olduğu hissine kapıldı Mr.Yer6. Ama belli ki, plan tutmamıştı, en azından bazıları için... Forum yönetimi denge kurmaya çalıştıkça sanki görünmez bir el olaya müdahil oluyor, bu dengeyi bozuyor, forumu güç duruma düşürüyordu sürekli.
Son bir hamle daha yaptı forum Adminleri. Statüsünü düşürüp Moderatör yaptıkları kişilere Süpermod unvan ve yetkilerini iade ettiler. Ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti elbette. Çizgiliforum aslarını Eskikitaplarım'da gören VİPiydi, üyesiydi, yöneticisiydi,
"demek ki aralarında sorun yok" düşüncesine kapılmış ve onların peşinden kendileri de üye olmuş, yeni oluşumu hiç değilse üye sayısı anlamında ayağa kaldırmışlardı. Bocalamalar pahalıya patlıyordu Çizgiliforum'a…
Bedeli ağırlaştıranlardan biri de, adeta forumda bulunduğu sürenin son yarısını kendini yıkıcılığa adayarak geçiren bir Süpermoddu. Son hamlesi Mr.Yer6'nın ayrıldıktan sonra Çizgili’de edindiği
"yeni yüze" bir özel mesaj göndermek şeklinde oldu... Mesaj kısa ve özdü. Mealen
"patronundan randevu aldım," diyor, aba altında gizlemeye bile gerek duymadan sopayı sallıyordu… Hâlbuki aylar önce Oklitus'un telefonu üzerinden Mr.Yer6 ile yaptıkları tek konuşmada kendisine açık açık ifade edilmiş bir şey vardı; hayata bakışını ifade eden bir cümle sarf etmiş ve
"ben herkesin mutlu olmasını isterim," demişti Mr.Yer6. Bu şantaj mektubuna aynı iyimserlik ve aynı kısalıkla yanıt verdi!
"Mutluluklar dilerim..." :)
Sonuna kadar gitmekteki ısrarı uğruna sanal alemle gerçekliği çarpıştıran bu
"dengesiz" tutumu
"not etti" Mr.Yer6. Forumun hassas karnı yarılmalı ve kaşına kaşına, kurcalana kurcalana, üzerinde oynana oynana orada ur halini almış dokuya müdahale edilmeliydi! Ur büyüdükçe büyüyor, gariban Müsekkin’e izleyici olma gafletine düşmüş bazı Çizgiliforum yöneticilerini dahi tehdit ediyordu. Başka bir deyişle gözüne kestirdiği bir takım isimleri yok oluşa sürüklemek için Müsekkin’i ileri sürmekten geri durmuyordu! Forum ölüm eşiğinde tutunmaya çalışırken yeni bir hasar almış ne gam, o amacına ulaşsın yeter! Kimbilir, belki amaca giden yol zaten forum harabelerinden geçiyordu…
Kendisine gönderilen mesajı cerrahi operasyonlarda yetkili Admin grubuna iletti Mr.Yer6 ve
"işte asıl sorun" diyerek hastalıklı dokuyu gösterdi... Ancak koma halindeki bedenin bu çağrıya tepki vermesini beklemek saçmalıktan öte değildi tabi!
Aynı gün Timurkhan meydane çıktı ve uzun bir peşrev çekti
"ayrılıklar hakkında"... Herkes masumdu da bir tek Mr.Yer6 kaka çocuktu...
Bu adam, aksinin iddia edildiğini bile bile ne değerli linklerinizi aparıp bir takım yerlerde dağıtmış, ne kendi çalışmalarını erişilemez hale getirmiş, ne hasımlarının vızır vızır uyguladığı gibi dedikodu, gıybet, kulis yapmış, ne gidip rakip forumla el ele vermiş, Çizgiliforum daha fazla yıpranmasın diye herhangi bir huzursuzluk girişiminin içinde bulunmayan bu adam, tek bir üflemesiyle forumda fırtına kopartacak delilleri elinde toplamış olmasına karşın, ne cortlistteki VİPleri sizin aleyhinize kışkırtmış, ne hasbelkader soranlara aleyhinizde bir tek sözcük sarf etmişken, niye harekete geçirmek için zorlarsınız ki bu adamı?
İki aydır
“sorumlu davranmak” uğruna köşesine çekilmiş, sakinleşmek için kendini Müsekkin'e vermiş, kendi zararına ama forum yararına olduğunu düşündüğü küçücük hamlelerle yetinmiş Mr.Yer6 için artık kaçınılmaz hale geliyordu
"eylem"! O geri adımlar attıkça sınır tanımayanlar aradaki mesafeyi kapatıyor ve saldırgan kararlılıklarını sürdürüyordu. Hep öyle olmuştu, bugün birden bire iç huzurlarını bulacak değillerdi ya! Korkacak, utanacak şeyi yoktu ki, geri adımlarla savunma durumunda beklesin Mr.Yer6. Sorumlu davranma gereğini de bencillik örnekleriyle geçersizleştiriyordu bir takım kendini bilmezler! Taktik değiştirip yeni aşamaya geçmek kararı aldı Mr.Yer6!
Yüzleşme!
Bu aşamaya geçmeden önce ikinci bir şans daha vermesi gerektiğini düşünse de, hasımlar şanslarını zorlayan hamleler yapıyorlardı sürekli. Yine de şikâyet konusu Facebook sayfasından bir uyarı gönderip, hakkındaki ağır ifadelerin geri çekilmesini aksi takdirde
"hakk'ın gelip batılı zail edeceğini" söyledi öncelikle... Timurkhan yeni bir mesajla bu uyarıya tınmadığını, şansı elinin tersiyle geri çevirdiğini gösterdi... Burnunun ucunu mu görmüyordu, yoksa deneyim denen şeyden hiç mi nasiplenmemişti, artık Mr.Yer6 için bunları sorgulama gereği kalmamıştı. Timurkhan mide bulantısını artık zaptedemiyordu belli ki... Bu nasıl bir bulantıysa artık, cortlist ile başlayan tüm durak noktalarında ihtiyaç molaları vererek ilerletmişti Timurkhan’ı ve beraberinde bütün forumu… Ve ne hikmetse tüm bu ihtiyaç molaları Çizgiliforum'un aleyhine, yeni oluşumun lehine noktalarda verilmişti.
Evet, Mr.Yer6’nın gördüğü nihai manzara buydu.
Böylece VİPcortist hizmete geçti...
Şu günlerde de son hamlelerini yapıyor... Bu hamlelerin iyiliğe mi kötülüğe mi hizmet ettiğini, hangi sonuçlara ulaştığını değerlendirmek de okuyucularına düşüyor…
Bitiyor...