31 Mayıs 2012 Perşembe

Şarapta Pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu Tarifi. 04


Eveeet… ZAK yakalanmış, tüyleri yolunmuş, tam düdüklü tencereye sokulacağı sırada forumun "yemek seçen" çocuğu mızıkçılık etmiş ve "ben yemem bunu" demişti.. Ne yiyeceği, ne de kendisi o sofrada olduğu müddetçe kimseye yedirmeyeceği belliydi.. Ama Şarapta Pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu'nu “günün spesyali” olarak menüye işlemiş, o kadar uğraşıp didinip yakalamış, tüylerini elleri yanma pahasına yolmuş olanlar da kararlı insanlardı doğrusu..

Bakalım ZAK, önce düdüklü tencere, sonra da servis tabağındaki yerini nasıl alacak?

Şarapta pişirilmiş ZAK tarifi serisinin önceki başlıklarında anlatıldığı üzere, aşçıbaşıların tencereye sokma aşamasında yaptıkları çeşitli denemeler forumun mızmız çocuğunun çevirdiği türlü numaralar nedeniyle sonuç vermemiş, ZAK ellerinde, öylece bacaklarından tutulmuş, baş aşağı şekilde çırpınıyordu hala...

Acaba tencere mi küçüktü? Tencereyi biraz büyütsek, içine yemeğe tad katacak çeşitli malzemeler eklesek, ZAK'ı sokmak daha mı kolay olurdu? Hem forumun mızıkçılarını katılan yeni lezzetler sayesinde bu yemeğin "deve gücü tazı hızı şerbeti" olduğuna inandırmak da kolaylaşabilirdi.

Fena fikir değildi…

Forumun maddi destek beklentisi içinde olduğu VİP üyeleri kırıp, Kutuge'yi zor duruma düşürmek pahasına tencere büyütüldü... O kadar büyütüldü ki forum iççatışmasında yeni bir cepheye dönüştü: VİPcortlatma Cephesi..

Bazı arkadaşlar cortlatılmak istenen VİPlerin listesini yayınlamadığımızı fark etmiş ve doğal olarak “neden” diye sormuşlardır, mutlaka... Cortlatılmak istenenler üç aşağı beş yukarı Mart 2012 itibariyle forumda bulunan VİP nüfusunun yarısını teşkil ettiğine göre (93/38) fazla söze gerek yok bu konuda. Hasbelkader Vipcortist Bloguna yolu düşen ÇF VİPlerinin, kendi isimlerini listede görüp, canlarını kurtarmak için ne tarayıcıya sarılmalarını, ne de "lanet olsun" diyerek küsüp gitmelerini istemeyiz…Ortada bir tehdit bulunduğunu bilseler yeter. Bu tehditle nasıl baş edecekleri onlara kalmış bir şey.

Öte yandan süreci tetikleyen bazı isimlerin forumdan ayrılmış olmaları tehdidin artık güncelliğini yitirdiğini düşündürtebilir. Biz de öyle olmasını umuyoruz, doğrusu.

Yine de o listenin yayınlandığı mesajdan bir alıntı kullanmak durumundayız…



Mesaj Cortlist'e alınan VİP rumuzlarıyla sürer, sonra aşağıda görülen açıklama dile getirilir...



Mesaj yukarıda açıklanan nedenlerle Cortlist'e alınmayan VİP rumuzlarının sayılmasının ardından, şöyle biter:


Soru:
Oklitus'un son cümlesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
•    Forum içi muhalefet olarak gördüğü ismi zirketmek istemiş
•    Şaka yapıyor
•    Ara ara takılırlar birbirlerine, bunda ne var?
•    Hodri meydan
•    Yaldızlı davetiye
 
Tartışma, görüş alışverişi filan gibi gereksiz süreçlere tahammülü bulunmayan TimurKhan belirtilen "bugün 10, yarın 5" önerisini bile yetersiz görmektedir ki, iki saat içinde 17 VİP'i cortlatıverir. Herhalde listeyi hazırlayıp sunan kişi de şaşmıştır bu hız ve "kudret kullanma kararlılığı" karşısında.. Neyse...

Görüldüğü gibi, ZAK pişirme tarifi modifiye edilmiş, 37 malzeme ilavesiyle sihirli “deve gücü tazı hızı şerbeti” tarifine dönüştürülmüş, kilerde bulunan diğer çeşniler arasından, tencereye katılması halinde şerbeti zenginleştireceği ve etki gücünü artıracağı düşünülen malzemelerin listesi görüş ve önerilere açılmış, bu şerbeti içen ÇF'nin tüm Roma Lejyonlarını tarumar edeceği fikri iştah kabartıcı bir etken olarak ortaya konulmuştur.

Bundan sonra, bir kısmını VİPcortist ve Yeni Arayışlar cepheleriyle ilgili başlıklarda yazdığımız olaylar zinciri başlar.
En heyecanlı yeri yani... Pek yakında...

Mr.Yer6 bu listede "neden Andersen var" diye soracak, Oklitus "öznel sapmalarının seçici algı anlamına gelmediğini" savlayacak, Heidi “şeytanın avukatlığını bırak, bu iş bitti”, diye kestirip atacak, Mr.Yer6 “delil getirip jüriyi ikna edin” diyecek, Oklitus “ZıpZıpları unutmamı asla bekleme” diye haykıracak. Dananın kuyruğu kopacak!

Kaçırmayın... :)

Günün Sözü:
Galya mutfağına aşina olmayan bünyelerde deve gücü tazı hızı şerbetinin mide bulantısına neden olduğu rapor edilmiştir. (DGTHŞ prospektüsünden)

Devam edecek...

Aloov!

Zıırrnn, Zıırrrn...

- aloo!
- kimsin?
- e, çizgiliforum mu orası?
- kimsin dedim!
- şey ben yeni üye oldum da, şeyi soracaktım..
- uzatma, sadede gel...
- vip diye bir şey varmış sizde, onu sorucam...
- hepsi kaçtı, sadece bize yetecek kadarı var.
- yani?
- yani dışarı vermiyoz artık
- yani
- yanisi, yahnisi güzel oluyor
- anlamadım
- sen yakına gel hele, anlatırım ben sana
- geliyom
- gel canım, gel


hişşt, çocuklar akşam yemeği çıktı...

29 Mayıs 2012 Salı

Şarapta Pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu Tarifi. 03


Ertesi gün aynı iddiayı işleyen yeni bir konu, bu sefer de Oklitus tarafından açıldı. Konuda yine mükerrer taranmış ZıpZıplardan alınmış birer sayfa örnekleniyor, her iki sayfanın da altında C5'e benzer kırmızı renkli bir kalemle yazılmış izlenimi yaratan bir iz var. 32 sayfadan 6 sayı desek, 192 sayfa içinden bir tek sayfa seçilmiş. İlginç...

Şarapta pişirilmmek istenen Zümrüd-ü Anka Kuşu doyurucu olmazsa diye temcit pilavıyla birlikte sunulmak istenmektedir, anlaşılan...




İkna edici değil mi? İkna olmaya can atıyorsanız, evet! :)

Öncelikle "paylaşımları incelemiş, kesinlikle farklı taramalar olduğunun teminatını vermişken Andersen konusundaki bu ısrarın nedeni ne" diye sordum ve hoşnutsuzluğumu dile getirdim. "Madem ısrar var, öyleyse kanıtlayın" diye ekledim. Sonra yine de her ihtimale karşı her iki sayfayı da incelemeye aldım, C5 işaretnin göründüğü yeri azıcık büyütmek bile bunun baskıdan kaynaklandığını açıkça görmeye yetti.. Magenta renkli C5'in üzerinde baskı kalıbından kaynaklanan pikselleşme yani bir tür tram var. Bu tarz basılarda basımevlerinin ana renkler için ayrı kalıplar kullandığını ve üst üste basılan renklerin ara renkleri nasıl oluşturduğunu bilmiyorsanız yanılabilirsiniz elbette.

"Sen bu tür şeyleri gözden kaçıracak adam değilsindir Oklitus, ama hayırdır inşallah" mealinde bir şey yazıp, ardından benzemezlik durumunu açıkladım. İpler gerildi.

Oklitus'un kanıtlamaya ihtiyacı yokmuş, gördüğü bir benzerliği paylaşmak istemesi ısrar anlamına gelmiyormuş, bunda ne sakınca varmış, diğer konuya yazmayıp yeniden konu açmasının nedeni, ilk konuyu açan kişinin "artık yazmayın" ricasıymış, falan...

Süvari birliği de yetişti, Heidi de bir şeyler söyledi. Geçmiş zaman, ne dedi tam hatırlamıyorum, hatırladığım;"Andersen'in karşı firmaya da çalışan biri olma ihtimalinin bulunduğu, aramızdan kimsenin onu görmediği, konuşmadığı, kim olduğunu bilmediği," filan... Bir de agresif tonlamalarla söylenmiş gibi kalmış aklımda...

Uzun zamandır bu tondadır Heidi'nin mesajları.. Taa, Rcihan meselesi ortaya çıkıp, Heidi-Kutuge sürtüşmesi yaşandığı, Heidi ve Oklitus'un, her ikisinin de profillerindeki tüm arkadaşları arkadaşlıktan çıkardığı zamandan beri böyle. Düzelir diye ummuştum ama, olmadı bir türlü.

Ama, evet doğruydu, onu görmemiştik, tanımıyorduk vs.. Hatta Ankara buluşmalarından birine çağırmış, telefon numaramı vermiştim, ama o aramamıştı. Bu durum karşı firmanın elemanı olarak algılanmasına yeter miydi? Öyle olsa ne çıkardı? Zaten sözkonusu Ankara toplantısı karşı firmanın bir elemanı, Mr.Yer6 ve Oklitus tarafından gerçekleştirilecekti..

Soru:
Forum yönetiminde siz olsanız Andersen'in toplantıya katılmak istemeyişini nasıl yorumlarsınız?
•    Bize güvenmiyor
•    Rakip firmaya güvenmiyor
•    Kendine güvenmiyor
•    Andersen değil Grimm bu adam
•    Zaten masal anlattığını biliyorduk biz

Soru:
Sizce, Andersen'in bakış açısından, toplantıya katılmak istemeyişine en iyi mazeret aşağıdakilerden hangisi olabilir?
 •    Bana zılgıt çeken üst yöneticiye aynı masaya ne oturacam ya!
•    İstemiyorum kardeşim, zorla mı?!
•    Yaşım tutmuyor
•    Bayan olduğum anlaşılınca asılmasın bu adamlar!
•    Toplantılardan hazzetmiyorum
•    Evim uzak
•    Namazı kaçırmayayım
•    Doktorla randevum var
•    Tanınmış olmak ne kadar istesem de böyle toplantılara katılmamı engelliyor
•    Arabam arızalı
•    Hanım izin vermiyor
•    9 / 18 mesai var bizde
•    Elini verirsem kolumu kurtaramam sonra
•    Cep delik cepken delik, üstümde yok metelik
•    Hastamı kime emanet edeyim?
•    Karşının taksisi olduğum anlaşılmasın
•    Farklı iki rumuzumdan ancak biri katılabilir toplantıya
•    Ne giysem acaba?
•    Diğer rumuzumla beni tanıyanlara durumu nasıl açıklarım?
•    Prostatım azdı yine
•    Mideyi üşütmüşüm
•    Bu gün olmaz, başım ağrıyor
    Dikkat: Soru hatalı bulunmuştur... Verdiğiniz yanıt değerlendirmeye alınmayacak, Forum yönetimi meseleyi kendi görmek istediği gibi görmeye devam edecektir.

    Neyse efendim, Andersen'in olası gerekçelerini bir tarafa bırakıp devam edelim biz:
    Bu sefer kanıt sunmak zorunluluğu bana düşmüştü. Konular havada kalsın, bitmemiş işe dönüşsün istemem. En hassas deterjan olan "gerçek" ile temas etmek kirli düşüncelerden arındırır, diye insana güven temelli bir saflık halim vardır. Lakin birileri meseleyi kazanmak-kaybetmek açısından görmeye başlandığında pek geçerliliği yokmuş bu düşüncenin.

    Netekim, her iki taramanın baskıdan kaynaklanan renk taşmalarını büyük ölçeklerde örnekleyerek sayfalar arasındaki farkı gösterdim.


    İki tarama aynı olmadığı gibi aynı nüsha bile değildi! İkinci bir mesaj daha atıp, sonucu sağlama aldım ve farkın çok daha net görüldüğü bir resim verdim.


    Sonra konuya 25temmuz yazdı, "tarafsızlık adına yorum yapmayacağını" bildirdi. Yorum yapmayacak bir kişinin yazmaktan amacının ne olduğunu, sunulan resimler ışığında yoruma ihtiyaç olup olmadığını, sizlere bırakıyorum.
     
    Yine de söylemeden geçemeyeceğim: Nasihat verdiğimi düşünmenizi de istemem, ama benim için ilkedir; "doğrudan yana değilsen tarafsız değilsindir! Yanlış olana avantaj sağlar doğrudan taraf olmamak".

    Bir iki gün selamı sabahı kesti Oklitus, sonra telefonla aradı, gönlümü aldı. Ben, "asıl, ilk konuyu açana üzüntü kaynağı olduğumuz için rahatsızlık duyduğumu, gereksiz bir çıkış yaptıklarını" belirttim. Tatlıya bağladık meseleyi. Yani ben öyle sandım.

    Bu noktada artık Andersen'in peşinde koşmaktan vazgeçer birileri diye umuyorsunuzdur... Eh, demek saflık Mr.Yer6'ya özgü bir şey değil anlaşılan...

    Bu arada ilginç bir şey oldu. Andersen kendisi hakkında üst yönetim odasında konuşulanlardan haberdar olmuş çağırışımı yapan bir çalışma yayınladı.


    Hoppala! Al bir endişe kaynağı daha... Endişenin ne olduğunu ileride göreceksiniz, telaşa mahal yok.

    Yani ZAK'ın tüyleri yolunmuş, pişirileceği tenceredeki su ısınmış, hatta kaynamıştı...Geriye kafasını kopartıp bacaklarından tutarak tencereye daldırmak kalmıştı. Bu noktaya geldikten sonra, akşam yemeği menüsünden de çıkarmak olmazdı ZAK'ı. Biraz sos ilavesi ile tadından yenmezdi doğrusu.. Sos'u da uzaklarda aramaya gerek yoktu. Taa, yönetici odasından ZAK'ın S.O.S. çığlıklarını duyan, yani "ÇF sofra adabı" açısından sergilenebilecek en kötü tavrı sergileyen biri vardı... "Mııımmhh!.. Tam dişime göre" diyenler gözlerini o tarafa çevirdiler..

    Lakin bir iki diş kırıldı, o ayrı mesele.. :)


    Günün Sözü:
    Mide bulantısı gıda zehirlenmesinin habercisi olabilir, malum; her kuşun eti yenmez!

    Devam edecek..

    28 Mayıs 2012 Pazartesi

    Tam Siper! 06

    - Pısst! Bi baksana...
    - Ho?
    - Olm, bizimki ikide bir "Gurmeyiz biz" diyor ya...
    - He?
    - Gurme ne be?
    - Len olm, seni kim aldı bu foruma?
    - Niye ki?
    - Bi çizgiroman meraklısı bilmeli böyle şeyleri.
    - E, uzatma da söyle...
    - Kızılmaske'de Pigme var ya...
    - Eee?
    - İşte onların yamyam olanlarına Gurme deniyo...
    - Haa.. Şimdi çaktım.
    - Yaaa!
    - Demek o yüzden ha bre adam yiyoz biz!

    27 Mayıs 2012 Pazar

    Şarapta Pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu Tarifi. 02

    Aman dikkat! :)
    Sürecin Mr.Yer6'nın da dahil olduğu bu kısmını aktarırken, olay sıraları ve konuşmaların aklında kaldığı şekliyle size yansıtılacağını, dolayısıyla Mr.Yer6 yorumu içeriyor olabileceğini yeniden hatırlatmak istiyoruz. Aşağıda verilen ve iki ayrı konu başlığında geçen konuşmaların aynen yaşandığını garanti ederiz (ikinci başlık daha sonra anlatılacak), ama söylenenlerin hangisinin hangi konu başlığında zikredildiği tam hatırlanmamaktadır. Yine de olup biten ve sürece dahil olanların tutumları hakkında fikir verecektir sanırız.

    Nerede kalmıştık?
    Hah! Makine işlemeye başlamış, ZAK'ı parçalarına ayırmak üzere bıçaklarını biliyor, ZAK da, kah SekSek sekerek, kah ZıpZıp zıplayarak kaçmaya, canını kurtarmaya çalışıyordu, tamam... :)

    Andersen o günlerde, Özellikle SekSek tarıyor, foruma ekliyordu. Sonra bir gece 5-6 kadar ZıpZıp ile çıkageldi. Bazıları daha önce foruma verilmiş ama sıralı listeye işlenmediği için taranmış olduklarını farketmeyen Andersen tekrar taramıştı. Ayrıca, sıralı listeye işlenmemiş sözkonusu ZıpZıpların bir özelliği bulunuyordu. Hem ÇF'ye hem de ÇD'ye, her iki forumda da aynı rumuzu kullanan bir üye tarafından verilmişti bunlar. Harunaybal arşivinden daha kaliteli taramaların geleceğini adımız gibi bildiğimiz için önemsenen bir durum değildi, sıralı listeye işlenmemiş oluşları. Lakin önemliymiş. Kader ördüğü ağı ZAK'ın üzerine atmak üzereymiş meğer. :)

    Ertesi gün veya izleyen bir iki gün içinde, üst yönetim odasına kaygılı bir mesaj düştü.

    Mesajda Andersen'in paylaştıklarının rakip forumda da verilen ZıpZıp taramalarının parlatılmış hali olabileceği dile getiriliyor, öyleyse ÇF standartları açısından hoş bir duruma karşılık gelmediği belirtiliyordu. Endişe başkaları tarafından da paylaşıldı.

    Bu durum gerçekse, zaten avatarının üstünde bir countdown simgesi belirmiş olan Andersen için geri sayım hızlanacak demekti. Kaygısını dile getiren yönetici arkadaşımız, çalıntı bir çalışmanın parlatılıp kendi taramamızmış gibi sunulması ihtimalinden haklı olarak rahatsızlık duymuştu. Üstelik bir VİP’in iki taraflı çalışıyor olması ihtimalini de gündeme getirirdi bu. Durum ciddiydi yani...

    Burada devreye girip, acele karar verilmemesini rica ettim. Sonra da taramaları detaylı bir incelemeden geçirip aynı tarama olmadıklarına hükmettim ve "kararıma güvenebilirsiniz," diyerek arkadaşlara teminat verdim.

    Bir süre sonra aynı konu başlığına Heidi yazdı, "sayfa eğriliklerine kadar aynı" olduğunu savladı ve bir sayının her iki taramadan alınmış kapak fotograflarını koyarak, ÇF ve ÇD'de verilen taramalarla Andersen'inkilerin örtüştüğünü göstermek istedi.

    Aynı gibi değil mi?
    Sol altta dikdörtgen şeklinde bir iz var, harici bir etki kapakta renk değişimine neden olmuş sanki...

    Evet. İlk izlenim sizin için yeterliyse, aynısının tıpkısı...

    Soru: 
    Taramalar arasındaki benzerliği nasıl yorumluyorsunuz?
    • Birincisi ikincinin parlatılmış hali
    • Aynı tarama, elbette benzeyecekler.
    • Aynı nüsha üzerinden yapılan farklı tarama
    • Aynı sayıdan yapılan farklı iki tarama 
    • Bırak dağınık kalsın

    Konuyu incelediğim ve vardığım sonucun kesinliğinden emin olduğum halde, sırf bir yanılgı üzerine bir üyemiz hakkında yanlış şüphelerin körüklenmesini önlemek adına, önce "bu izin özgün kapaktaki bir unsurun kapatılması için ZıpZıp yayıncısı tarafından yapılan yama olabileceğini" söyleyip hemen araştırmaya koyuldum.

    ZıpZıp dergilerinin özgün basımı olan Fransa-Belçika ürünü Tintin dergilerinden, epey uzun süren bir arama-tarama sonucu Heidi'nin örnek olarak sunduğu kapağı buldum. İki taramanın da aynı yerde renk değişimi görülen bölümlerindeki benzerliğin, ZıpZıp yayıncısı tarafından Tintin'de yayınlanan özgün kapağın üzerinde yazı olan bir bölgenin kapatılmasından ibaret olduğu yönündeki düşüncemi doğrulayan bir resim yayınladım (farkındayım uzun bir cümle oldu, ama resim konuyu aydınlatacaktır).

    Yanıt olarak yine birşeyler yazıldı tabi, ama göz vardı izan vardı! "Adil karar vermenin önemli olduğunu, aksi halde yönetici değil bir çete gibi algılanacağımızı, sevdiğim dostları yanlış yaparken görmenin beni üzdüğünü" belirterek meseleyi kapattım. Ardından da konu başlığını açan arkadaşımız, biraz da kırgın bir tonda konuya başka mesaj yazılmamasını rica etti.

    Kimsenin kırılmasını istemeyen biri olarak, konuyu açan dosta bir özel mesaj gönderip "incittiysem kusuruma bakma lütfen, ama birisi hakkında hüküm vermek önemli bir şey" mealinde bir gönül alma girişimim oldu. Neyse efendim..

    Bu noktada konu kapanır diye umuyorsanız yanılırsınız... Aksine dallandı budaklandı... Dalı budağı budayalım derken bazı gözlere kıymık kaçtı...

    Günün Sözü:
    Kusma refleksi mide bulantısının çaresi değil, sendromudur.

    Devam Edecek...

    26 Mayıs 2012 Cumartesi

    Tam Siper! 05

    - Olm, anlamadığım bir şey var,
    - Ne?
    - Madem Zümrüd-ü Anka Kuşunu yakadınız...
    - Eee?
    - Tüylerini niye canlı canlı yoluyorsunuz ki?
    - Bilmiyon mu gerçekten?
    - Neyi, len?
    - Onun gözyaşları şifalıdır der efsane...
    - Yani?
    - Yani yolunurken ağlayacak ki, biz kendimizi  iyi hissedelim, iyileşelim!
    - Altın yumurtlayan tavuk gibi bir şey yani...
    - Aynen öyle..
    - E, niye kesiyorsunuz ki onu?
    - Olm, gurmeyiz biz, anlamadın mı hala?!

    25 Mayıs 2012 Cuma

    Şarapta Pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu Tarifi. 01


    Andersen meselesi bir hayli çetrefil.
    O yüzden de fikri takibi zor olacaktır, demedi demeyin...

    Sürecin başlayışı ve gelişme aşamalarıyla ilgili elimde ekran görüntüsü de yok malesef, sözüme güvenmek durumundasınız. Güvenmeseniz de forumdan teyit edersiniz aklınıza yatmayan yerleri. Forumun açık alanlarında herkesin gözü önünde olanlar nasılsa meraklısı tarafından bulunur diye düşünüp sadece çatışmanın en sıcak dönemini belgelemek ihtiyacı duydum. Belge yoksunluğu soru-cevap yoluna sıkça başvurarak gitmemi de engelleyecek bu giriş bölümünde, zira gösterip, ne düşünüyorsunuz, diyebileceğim pek bir şey yok. Mecburen gözlemlerimi anlatmakla yetineceğim.

    Andersen yaklaşık bir yıllık bir çalışmadan sonra 2011 ortalarında VİP olmuş bir arkadaşımızdı. Doğan Kardeş taramalarıyla göz doldurmuş, katılımcılığıyla gönlümüzü kazanmış, Simurg = Phoenix = Zümrüd'ü Anka Kuşu simgesini avatar olarak kullanan bir dosttu. (Bu cümleden sonra, forumda Simurg, Phoenix veya Zümrüd'ü Anka Kuşu nickli bir arkadaş varsa, yandı!) :) Kendisine Ray BAN gözlük hediye edilip dünyayı başka bir gözle seyretmeye uğurlanmadan hemen önce, Seksek dergilerine bölüm açtıracak kadar da faaldi.

    Geçmiş zaman kipinde konuşuyorum, zira merhumlar hakkında öyle konuşmak lazım...

    Forum yönetiminin menüsüne şarapta pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu (bundan böyle ZAK diye bahsedilecektir) nasıl girdi, ufaktan anlatmaya başlayalım...

    Adım adım gideyim... Nereden başlasam?

    Durumun daha iyi kavranması için VİPlikleri alınan, banlanan üyelerin akıbetinde kimlerin "şahin" rolü oynadığını mı anlatarak başlamalı? Yoksa kırılma noktalarından birine denk gelen Rcihan çatışmasından mı?.. Yok yok, onlar çok eski tarihli şeyler... Amacından sapar yazı... Belki çeviri balonlama bölümünde faaliyet gösterenlerin akıbetlerini yazmak daha iyi olur. Esattr, Filmografi... Ya da çocuk dergilerinde gayret gösteren Blackbishop.. Yok yok.. Onlar da çoktan mideye indirildi, tadlarını hala damaklarında duyumsayan forum gurmelerinin yeni lezzet arayışlarını anlatalım, yani en iyisi kafadan, Andersen ile açalım konuyu.
     
    Adım adım gidelim, dedik, fakat dürüst olmak gerekirse, hangi olay önce oldu, hangisi sonra oldu, kim ne dedi, ne yanıt aldı filan gibi şeyleri de sadece aklımda kaldığı kadarıyla aktarabileceğim. Yani özetle, okuyacaklarınız süzgeçin üstünde kalanlar, ve muhtemeldir ki büyücek bir parça Mr.Yer6 yorumu taşıyorlardır.

    ZAK'ı avlamak...

    Zeplin isimli bir dergi paylaştı Andersen. Nadir! Yakın tarihli olmasına karşın az sayıda basılmış, fanzin türü bir dergi. Sadece koleksiyonerlerde bulunan, bilimkurgu-fantezi-mizah tarzına önem verenlerin havada kapacağı türden bir şey..

    Lakin, ÇF üyelerinin bir çoğunun iki satır yazmaya erinmesinden dolayı, dergiye gösterilen "yok" raddesindeki ilgiye yönelik bir tepki dile getirmek gafletinde bulundu Andersen. "Foruma Zeplin gelmiş niye ses eden yok" gibisinden bir şeyler söyledi.

    Gönül alıcı bir sürü şey yazıldı ama sanırım o noktada Andersen'in içinde bir şey kırıldı. Bu kırığı dile getirmesiyle de "göze kestirilenler" arasındaki yerini almış olsa gerek... Malumunuz olduğu üzere artık ben de merhumlar arasında yer alıyorum ve size konuya yönlendiren bir link vermek için dahi olsa "hayalet" olarak o koridorlarda dolaşmayı pek istemiyorum artık. :) (Bu cümleden sonra, forumda “Hayalet” nickli bir arkadaş varsa, yandı!) :)

    E olur böyle vakalar, ÇF polisi yakalar..
    Yakalar da yakaladı mı bırakmıyor bazı polisler.
    Sabıka kaydı alınır ve yeniden “topluma kazandırılması” için yeni bir “suç” işleyene kadar tetikte beklenmeye başlanır.

    O andan itibaren Andersen için geri sayım başlamış, avatarının üstünde görünmez bir countdown simgesi belirmiştir.

    Yanlış hatırlamıyorsam aldığı tepki nedeniyle olsa gerek, Andersen bir ara kayboldu ortadan. Hatta ben de yönetim odasında bir serzenişte bulundum, umut beslediğimiz arkadaş nicedir ortalarda yok, mealinde... Benimki de gaflet tabi.

     
    ZAK'ın tüylerini yolmak...

    Neyse, gel zaman git zaman Andersen tekrar faaliyete başladı.
    Ama, çok geçmeden, bir ecel hamlesi daha geldi kendisinden...

    Heidi, kırık link bildirimlerinin yapıldığı konu başlığında, alışılmış gergin tavrıyla "linklerinin yenilenmesini istediği kitapların kimse tarafından yenilenmediğini, istek ondan gelince hep böyle olduğunu" söyleyen bir mesaj yazdı. Okuma şansına nail olan VİP dostlarımız, nezih bir söylem biçimini yansıtan metnin insan ruhuna işleyen melodisinden etkilenmişlerdir, eminim... :)

    Kırık linklerle ilgili konu başlığı VİPlere ayrılmış bir odada bulunur. Nedeni basittir. Paylaşımların büyücek bir bölümü kapalı link yöntemiyle verildiği için, kırılmış, artık geçerliğini yitirmiş linkleri normal üyelerin saptaması da yenilemesi de mümkün değildir zira. Paylaşımlar eski olduğu için de hali hazırda VİP olanların zaten indirmiş oldukları dosyayı tekrar indirme girişiminde bulunmayacakları gerçeği nedeniyle kırılan bir linki saptamak yeni VİP üyelere düşer genellikle.  Yeni VİP olmuş arkadaşlar, erişmek istedikleri eski tarihli paylaşımlara erişemediklerinde linkin kırık olduğunu bildirirler, dosyayı indirmiş eski VİPler veya ilgili bölüm moderatörleri de kırıkları alçıya alır. Sistem böyle işler.

    Andersen, Heidi'nin mesajına yanıt yazmak için klavyesine parmağını değdirdiği anda hayata gözlerini yummuştur, ZAK küllerinden tekrar doğana dek tabi.. O da efsane gerçekse, ancak...

    Az sonra kopartılacak parmaklar, Heidi'ye cevaben, "o linklerin uzun zamandır kırık olduğunu, kendisi VİP yapıldığında uzunca bir süre kırık link bildirdiğini, sonra bu bildirimlerden vazgeçtiğini" söyledi. "Kendini kandırılmış gibi hissettiğini, aylarca foruma girmediğini, sonra tekrar paylaşıma başladığını" ekledi... Vay ki ne vay!

    ("Mealen yazdım, merak eden VİPler ilgili başlıkta okuyabilir" diyecektim, ama okuyamaz. Zira Andersen, "Gerek yok yanlış anlaşılıyor" cümlesiyle değiştirdi içeriği yukarıda verilen mesajını...)

    Bu sözler dilinin Kolombia Kravatı şeklinde boynundan sarkmasına neden olacak tepkiler aldı. Bilin bakalım kimler tarafından? :)

    (Kolombia Kravatı; Güney Amerika mafyaları tarafından polise ötenleri cezalandırmak için kullanılan bir yöntemdir. Gırtlak boylamasına yarılır, dil açılan boşluktan dışarı çıkacak şekilde konumlandırılır, fotografı çekilir ve ötmesi olası diğer kişilere gösterilerek gerekli ibretin alınması sağlanır.. Bakınız; Alan Parker filmi; Angel Heart, Mickey Rourke başrolde. İzlemediyseniz, çok şey kaçırmışsınız demektir.. :) 

    Yanlış anlamaya mahal vermemek için avatar olarak Mickey Rourke resmi kullanan bir dostumuzun konuyla ilgisi olmadığını belirteyim. Yine yanlış anlamaya mahal vermemek için son cümleyi ciddi ciddi yazdığımı da belirteyim.)

    Bu yanıt üzerine Heidi eksi rep silahıyla Andersen'i vurdu. Bunun üzerine Andersen bir ölümcül hamle daha yaptı. O da kendisinden "adamın biri" diye bahsedip eksi rep ile haddini bildiren Heidi'ye aynı karşılığı verdi: Eksi rep! Of, ki ne of!

    Eksi repler havada uçuştu sonrasında... Heidi'nin Anılarım.net'ten gelen bir arkadaşı da ZAK tüyü yolma şenliğine katıldı, ZAK'ın tüylerinin ateş yalımları olmasından dolayı olsa gerek eli yandı, eksi rep ring hattından payını aldı. Falan filan..

    Nihayetinde, her durum ve her halükarda, Heidi tüm eksikliklerden münezzehmişçesine onu destekleyen Oklitus, hayli ağır bir mesaj yazıp Andersen'i kündeye getirdi, yerden yere vurdu, noktayı koydu. Bu sesin de kendine has bir volümü vardır... Öyle bir tını içerir ki, tuvalette olsanız hazırola geçer, Çizgiliforum milli marşını okumaya başlarsınız... Ama test etmenizi istemem doğrusu.. :)

    Andersen bu zılgıttan sonra bir tür geri adım atmış ve kırık linklerle ilgili yukarıda bahsettiğimiz mesajını değiştirmiştir: Yanlış anlaşılıyor!

    Aranan "Persona Non Grata" adayı bulunmuş ve "makine" çalışmaya başlamıştır artık!

    Günün Sözü:
    Miden bulanıyorsa arabanın ön koltuğunda işin ne?..

    Devam Edecek...

    Dikkat: Bu anlatı sırasında zaman zaman bazı yöneticilerin daima yanyana durduklarına değinilecek ve gösterilecektir. Okuyan ve yorum yazmayı düşünen arkadaşlardan rica ediyorum, amacı sadece olayları anlatmak ve olup biteni herkesin kendince yorumlamasını sağlamak olan VİPcortist sayfalarında, kişileri rencide edecek, tahayyüle dayalı yorumlarda bulunulmasın. Bulunulursa silmek durumunda kalacağımı şimdiden söyleyeyim.

    24 Mayıs 2012 Perşembe

    Tam Siper! 04

    - Ee, yeter be, kafam şişti artık!
    - Mahalleyi ayağa kaldırdı, deli.
    - Nerden anladın?
    - Baksana evlerin ışıkları birer birer yanıyor.
    - Uyanıyorlar mı yani?
    - Maalesef...

    Rapor (Çok Gizli)...

    Kurmay Albay Oklitus'un hazırladığı plan uyarınca uygulamaya konan "Vipcort Harekatı", diğer Kurmay Subaylar tarafından tartışılmaya fırsat bulamadan General Timurkhan'ın ateş emri vermesiyle aniden başlamış, ilk saldırıda hızlı bir ilerleme kaydetmiş, hazırlıksız yakalanan 17 stratejik nokta ele geçirilmiş, muharip kuvvetler diğer 21 hedefe yöneleceği sırada, ÇF Generallerinden kıdemce üstün bir diğeri olan Kutuge, bu harekatın destek kuvetlerine zarar vermek, dost ateşiyle kendi askerlerini öldürmek anlamına geldiğini görmüş ve harekata dolaylı yoldan müdahale edip, sonlanmasını sağlamıştır. Bu arada ele geçirilen bazı stratejik hedefler tekrar "düşmana" bırakılmıştır.

    Öte yandan, Vipcorlatma Cephesinde ele geçirilecek hedefler arasında gösterilen stratejik bir noktanın zaten ÇF Ordusu elinde bulunan bir meskun mahal oluşu nedeniyle, bu noktaya saldırının ağır kayıplara ve ordu içinde moral bozukluğuna neden olacağını öngören Kurmay Albay Mr.Yer6 ile Kurmay Albay Oklitus arasındaki derin görüş ayrılığı su yüzüne çıkmıştır. Kurmay Albay Oklitus ve Kurmay ABlay :) Heidi'nin sözkonusu meskun mahale henüz harekat başlamadan önce de ellerindeki güçlerle çeşitti defalar "Tatbikat" adı altında saldırmış ve tahribata neden olmuş olmaları, Binbaşı Andersen yönetimindeki bu stratejik karakolun planlanan hedefler listesine özellikle yerleştirildiğini düşündürtmektedir.

    Harekat başladığı sıralarda Kurmay Albay 25Temmuz, Forum Genel Kurmayı'nda görevli tüm General ve Albaylara yönelik bir genelge yayınlayarak Kurucu Generallerin uzun zamandır ordunun başında bulunmayışından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş ve “bu orduda yer almaktansa yeni bir ordu kurmayı yeğlediğini” belirtmiş, oluşturulacak yeni ordu için Kurmay Subay aradığını ilan etmiştir.

    Kurmay Albay Oklitus, Kurmay Albay 25Temmuz'un yayınladığı genelgede belirtildiği üzere, kurulması önerilen yeni ordunun nasıl yapılanacağına dair de bir plan hazırlamış olduğunu, Kurmay Albay Mr.Yer6 ile girdiği tartışmada ağzından kaçırmıştır.

    Gerek Kurmay Albay Oklitus tarafından sunulan ve ÇF Generallerinden Timurkhan tarafından derhal uygulamaya konan "Vipcort : Dost Ateşi" planı, gerek Kurmay Albay 25Temmuz'un halihazırdaki düzenli orduyu bırakıp yeni ordu kurma planı ve gerekse Kurmay Albay 25Temmuz'u destekler nitelikteki bir planının Kurmay Albay Oklitus tarafından dile getirilmesi, Kurmay Albay Mr.Yer6'yı bölünme sürecinde son aşamaya gelindiğine dair ikna etmiştir.

    Diğer Kurmay Subayların, olaylar ve gelişmeler arasında bağlantı kurmadıkları ve durumun vahameti konusunda Kurmay Albay Mr.Yer6 ile aynı düşünceyi paylaşmadıkları gözlenmiştir.

    Başlatılan sürecin noktalanması ve nihai hedefe ulaştıracak son çatışmanın ateşlenmesi için, Binbaşı Andersen yönetiminde bulunan meskun mahali ÇF topraklarına bağlayan çelik köprü kritik önem taşımaktadır.

    Saygılarımla bilginize sunarım...

    22 Mayıs 2012 Salı

    Admin Seviye Tespit Sınavı

    Soru:
    Yöneticisi olduğunuz forumda hararetli bir konu üzerinde şiddetli bir tartışma yaşanıyor, ne yaparsınız?

    •    Höt!
    •    Üyeleri banlarım
    •    Tarafların birini tutarım, diğeri küser gider nasılsa
    •    Konuyu kilitlerim
    •    Fena kitlerim

    Soru:
    Yöneticisi olduğunuz forumda çok boyutlu bir sorunla karşılaştınız, ne yaparsınız?

    •    3d gözlük takarım
    •    Boyutlar arası kapıdan kaçarım
    •    Yeni bir boyut eklerim
    •    Işınla Scotty!
    •    Fazerler ateş!

     Soru:
    Yöneticisi olduğunuz forumda adil davranmanız gereken bir sorunla karşılaştınız, ne yaparsınız?
     
    •    Bizim forumda adil diye bir üye yok
    •    Asıl onlar bana adil davransın
    •    Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım
    •    Gözlerimi kaparım yatağıma yatarım
    •    Gözlerimi kaparım yatağa atarım

     Soru:
    Yöneticisi olduğunuz forum sizin yanlış hamleleriniz nedeniyle kötü günler yaşıyor, ne düşünürsünüz?

    •    "Kötü" görece bir kavramdır
    •    Beterin beteri vardır
    •    Biz bize yeteriz
    •    Ben bana yeterim
    •    Yeter ulan!

    Soru:
    Yöneticisi olduğunuz forum inişe geçti, ne yaparsınız?

    •    Her çıkışın bir inişi vardır, normal
    •    Kemerimi bağlar, koltuğa yapışırım
    •    Otomatik pilotu yok muydu bu forumun?
    •    Üyelere "forum kullanmayı bilen var mı" anonsu yaparım
    •    Kalkarken iyi de, inerken midem bulanıyor

    Soru:
    Yöneticisi olduğunuz forum batmak üzere, ne yaparsınız?

    •    Yeni bir forum bulur, oraya yatay geçiş yaparım
    •    Yeni bir forum kurar, oraya dikey geçiş yaparım
    •    Titanik olm bu, ne batması?!
    •    Önce kadınlar ve çocuk dergileri
    •    Adminler forumlarıyla batar



    GÜN 09

    Söz gideceği yeri bilir derler...

    21 Mayıs 2012 Pazartesi

    Tam Siper! 03

    - Aha, şimdi de Kel Tahircilere daldı, deli.
    - Aman bizim yakamızdan düşsün de...
    - Düşer mi dersin?
    - Düşmez kalkmaz bir Allah!

    Yeni Arayışlar Cephesi (AKA: Plat-forum) 02

    Yeni Arayışlar Cephesi'nin ilk bölümünde bir "fasıl" geçmişti, hatırlarsınız.

    Oklitus, Mr.Yer6'a "seni obsesif ruh halinle başbaşa bırakıyorum" demiş, Mr.Yer6 da Oklitus'a "yöneticilikte aranan bir vasıftır, haline şükret" diye yanıt vermişti. (Ekran görüntüleri ilgili konuda verilmiştir)

    Soru:
    Sizce kim kimi obsesif olmakla "itham" etmemiştir?
    •    Oklitus Mr.Yer6'yı
    •    Mr.Yer6 Oklitus'u
    •    İkisi de biribirini
    •    Mr.Yer6 Mr.Yer6'yı
    •    Mr.Yer6 25Temmuz'u

    Siz ne düşündünüz ve yukarıdaki soruya ne yanıt verdiniz büyük ihtimalle bilmemiz mümkün olmayacak, lakin 25Temmuz'un ne düşündüğü ve bu düşüncenin onu nasıl davranmaya ittiğini öğrenelim.



    Gördüğünüz üzere 25Temmuz obsesif tanımının kendisi için yapıldığını, bunu yapanın da Mr.Yer6 olduğunu düşünmüş ve süren tartışma sırasında farklı iki üst yöneticinin Mr.Yer6'ya yönlendirdiği aşağılama sözcüklerinden bir antoloji sunma gereği duymuş, hislerini ifade eden bir de şiirle bu antolojiyi zenginleştirmiştir.

    Soru:
    Dikkat ve titizliğiyle bilinen 25Temmuz, obsesif tanımının kendisi için Mr.Yer6 tarafından kullanıldığına sizce neden hükmetmiş olabilir?
    •    Konuyu okumamıştır
    •    Konuyu okumuş, anlamamıştır
    •    Dolduruşa gelmiştir
    •    "Bu sözcüğü olsa olsa entel Mr.Yer6 kullanmış olabilir," demiştir
    •    Mr.Yer6'yı takdir etme fırsatını kaçırmak istememiştir!

    Soru:
    25Temmuz "anlayan anladı" derken sizce ne ifade etmek istemektedir?
    •    Oklitus anladı, sen anlamadın
    •    Yeni forumun yönetici adayları anladı, sen anlamadın
    •    Beri gelenler anladı, sen anlamadın
    •    Kulağına üflediklerim anladı, sen anlamadın
    •    Hepsi

    Soru:
    Şiirde geçen "tahir" ve "kelp" sözcüklerinin Yaşayan Türkçedeki karşılıklarının doğru verildiği şıkkı işaretleyiniz.
    •    Tamir / Kulp
    •    Takdir / Kâlp
    •    Tahsil / Kelepçe
    •    Temiz / Köpek
    •    Tahin / Pekmez

    Soru:
    Sizce 25Temmuz bu 4'lüğü mesajına neden iliştirmiştir?
    •    Aruzla yazılmış şiirleri seviyor
    •    İltifat etmek istiyor
    •    Hakaret etmek istiyor
    •    Cami duvarına slogan yazdığı gençlik günlerinin anısına
    •    Niyeti bozmuş bir kere

    Mr.Yer6 aşağıda görülen mesajla yanıtlar abisini.



    Soru:
    Sizce Mr.Yer6 neden tepkisel bir dil kullanmak yerine açıklayıcı bir metin yazmayı tercih etmiştir?
    •    25Temmuz haklı, çevir kazı yanmasın diyor
    •    Entel ya, ondan işte
    •    Şeytanın avukatı selfdefans konumuna geçti
    •    25Temmuz hatasını görür ve "belki pardon der" beklentisi var
    •    Bu sözler 25Temmuz'a değil 1Nisan'a aittir diye düşünmüş

    Soru:
    Mr.Yer6'nın daha net gördüğü manzara sizce aşağıdakilerden hangisidir?
    •    Yönetim odasından en az bir kişi 25Temmuz'u anlamış
    •    Yönetim odasından en az bir kişi Mr.Yer6'yı "öteki" olarak görüyor
    •    Yönetim odasından en az üç kişi Mr.Yer6 hakkında kullanılan aşağılama sıfatlarını onaylıyor
    •    Yönetim odasından ayrılıp kendi forumunu kurmak için mazeret arayan en az bir kişi var
    •    Hepsi


    "Muhabbet" şu mesajla devam eder...



    Soru:
    Sizce 25Temmuz neden bir "pardon"u esirgiyor Mr.Yer6’dan?
    •    Pardon Fransızca bir kelime olduğu için Türkçesine özen gösteriyor
    •    Dünyaya erken gelenler daha sonra gelenlerden özür dilemez
    •    Molotof kokteyli yapımından artırdığı malzeme ziyan olmamış
    •    Teknik yöneticilik yaptığı insanları tanımayanlar hakareti hakeder
    •    Erkek adam tükürüğünü yalamaz, sadece yutar

    Dikkat: Yanıtlarda doğru şık yer almadığı için soru iplat edilmiştir, verdiğiniz yanıt değerlendirmeye alınmayacaktır.

    Soru:
    Mr.Yer6'nın nihai tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
    •    Sabrı taştı
    •    Yine de alttan almış
    •    Mr.Yer6'nın yerinde ben olacaktım ki
    •    25Temmuz haketmemiş bunu
    •    Mr.Yer6 ağzından çıkanı kulağı duymayan biriymiş meğer

    Bilinmesini isteriz ki, Mr.Yer6 25Temmuz'a karşı son vazifesini, yazdığı yanıtta o şiiri alıntılamayarak yerine getirmiştir.

    Soru:
    Sizce Mr.Yer6 mazlum konumdayken fırsatı değerlendirip  25Temmuz'a neden ayna tutmamıştır.
    •    Salak!
    •    25Temmuz'a aradığı "terk" fırsatını vermek istemiyor
    •    Haklıyken haksız konuma düşmek istemiyor
    •    Yeni forumda Yönetici pozisyonu kapma peşinde
    •    Ne mazlumu, obsesif, entel, espri özürlü, şeytanın avukatı olan bir köpek o!

    Malesef, 25Temmuz "çizgiliyi terk etmenin elli yolu" arasından amacına en uygununu seçerek küsüp gitmiştir.

    Bir forum teknik olarak kaç günde yayına hazır hale getirilir, server kiralamak, domain name almak, forum yazılımı temini ve konfigürasyonunun yapılması kaç günde olacak şeydir, moderatör adaylarıyla bağlantı kurmak, üye temini için ön çalışma yapılması, "hangi tanıma giren" faaliyetler gerektirir ve ne kadar süre alır, bunları değerlendirip 25Temmuz'un "niyetini okumayı" sizlere bırakıyorum.

    Bildiğim kadarıyla bu yaşananlardan bir hafta sonra sözedilen forum faaliyete geçmiştir. Görüldüğü gibi, çorbada Mr.Yer6'nın tuzu değil kanı bulunmaktadır...

    Yakında Andersen Cephesine (AKA: Şarapta Pişirilmiş Zümrüd'ü Anka Kuşu) geçeceğiz, ama daha önce bir kaç ara başlık ve çatışma raporu yazmamız gerekecek.

    Günün sözü:
    Kan görmek, bazı bünyelerde mide bulantısına neden olur!


    19 Mayıs 2012 Cumartesi

    Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

    Müzik ruhun gıdasıdır...

    Besleyecek şeyi olanlara ufak bir uyarlamayla sonraki başlığımızda anlatılacak olan konuya gayet uygun düşen bir Paul Simon parçası armağan ediyorum...


    Sorun, dedi, senin kafanın içinde
    Çözümü de basit, mantıklı düşününce
    Yardımcı olmak isterim doğrusu özgürleşmene
    Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

    Burnumu sokmayı sevmem milletin işine
    İnşallah yanlış anlamazsın beni de
    İstersen kaba de, söyleyeceğim gene de
    Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

    Arka kapıdan sıvışıver
    Planları değiştir
    Sakın utanıp sıkılma
    N?olcak salla gitsin

    Önüne gelene küsüver
    Tartışmaya ne hacet
    Anahtarı kaybet
    N?olcak salla gitsin

    Seni böyle kederli görünce üzüldüm bak ben de
    Biraz güldürebilmenin bi yolu olsa keşke
    Dedi sağol, iyi geliyo konuşmak böyle
    Sen anlat bakalım şu yollar ne

    Üstüne yatıp bi düşünelim bu gece
    Sabah uyandığında anlayacaksın sen de
    Derken yapıştı klavyesine diyemeden yazma
    Hakkı var aslında şöyle bi düşündüm de
    Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

    Not: Çeviri metni için Garaj Müzik Birimi'ne teşekkür eder, uyarlama için yaptığım değişiklikleri hoşgörüşle karşılamalarını rica ederim. 

    18 Mayıs 2012 Cuma

    Yeni Arayışlar Cephesi (AKA: Plat-forum) 01



    VİPcortlatılan cephede hararetli konuşmalar yaşanırken Üst Yönetim odasına atılan bir Molotof kokteyli çatışmada yeni bir cephe açılmasına neden olur. Forumun deneyimli Süper Modlarından biri ve herkesin abisi olan 25Temmuz, bir öneri dile getirmektedir.



    Soru:
    25Temmuz kaleme aldığı metinde niçin rumuzunu değil de özel ismini vurguluyor?
    •    Abi sıfatını konuşturduğunu vurguluyor
    •    Kalpten konuşuyor
    •    Forumla 25Temmuz'un gönül bağının koptuğunu anlatmak istiyor
    •    Rumuz değişimi için başvuru yapacak
    •    Saksı değilim ben

    Soru:
    25Temmuz'un Üst Yönetim odasında bulunan yöneticilere vermek istediği en önemli mesaj nedir?
    •    Onurlu olun
    •    Forumu kuranlar yok
    •    Yöneticiler kendini kandırıyor
    •    Gelin yeni plat-forum kuralım
    •    Olmayan olmasın


    25Temmuz'un aklından geçenleri bilemediğimiz için izninizle sorularla devam edip okuyucunun kendi çıkarımını yapmasını sağlamaya çalışacağız. :)

    Soru:
    25Temmuz'un rahatsızlık duyduğu konu ne olabilir?
    •    İsmini saydığı Adminlerle muhabbeti özlüyor
    •    İsmini saymadığı Admin ve Süper Modlar suyunun suyu raddesinde boş insanlar
    •    Tüm forum yönetimi kendini kandırıyor
    •    Hala forumda bulunan Admin ve Süper Modlar onursuz ve korkak
    •    25Temmuz Süper Mod konumunda bulunmaktan hoşnut değil

    Soru:
    25Temmuz'un metnini temel alarak değerlendiriniz. Yeni plat-forum kurulması halinde kimler orada kesinlikle bulunmayacaktır?
    •    Mytra
    •    Kutuge
    •    Mustafa
    •    Çizgiliforum'dan ayrılmak istemeyenler
    •    Hepsi

    Seyir halindeki geminin köprüsünde, mürettebatı başka bir gemide buluşmaya çağıran mesajın anlamını ve zamanlamasını değerlendirmeyi okuyuculara bırakıyorum.

    Ancak, 25Temmuz'un yukarıdaki mesajının altına "etme eyleme, canım abim, güzel abim," gibi cümleler yazılarak gönlünün alınmaya çalışıldığını tahmin edersiniz.

    Yeni arayışlar cephesine atılan bu Molotof kokteylinin etkisi, gitgide şiddetlenen çatışmalara sahne olan VİPCORTLATMA cephesinde görülür.

    NOT: Yukarıdaki ekran görüntüsünde ileride aktaracağımız gelişmelere doğrudan etkisi olmayan bölüm flulaştırılmıştır, ama istenirse biraz çabayla okunabilir.

    Soru:
    Mr.Yer6 26Temmuz'un bu mesajını neden "vahim" olarak değerlendirmektedir?
    •    Uygulanırsa forum bölünür
    •    Yeni bir rakip forum çıkmasından korkuyordur
    •    Obsesif bir mizaca sahiptir
    •    Ortalığı karıştırmak istiyordur
    •    Mr.Yer6 ne dediğini ne zaman bildi ki zaten!

    Soru:
    Oklitus yeni forum kurmak fikrine sizce nasıl bakıyor?
    •    İlgilenmedi bile
    •    Soğuk bakıyor
    •    Sıcak bakıyor
    •    Üstüne atladı
    •    Konu hakkında düşünmüş

    Soru:
    Oklitus mesajında belirttiği çıkarımlara nasıl varmıştır?
    •    25Temmuz'un mesajından sonra telefonla veya özel mesaj yoluyla konuşmuşlardır
    •    25Temmuz'un mesajından önce telefonla veya özel mesaj yoluyla konuşmuşlardır
    •    Konuşmamışlardır, Oklitus kendi görüşünü 25 Temmuz'un önerisine yansıtıyordur
    •    Konuşmamışlardır, Oklitus 25Temmuz'u yazdıklarının satır aralarını okuyacak kadar iyi tanıyordur
    •    25Temmuz'un mesajında Oklitus'un çıkarımlarını görmemek için obsesif olmak lazımdır

    Soru:
    Taşınılan yeni adresin kapısını açacak anahtar kimde bulunmazsa "hayırlı" olur?
    •    Ortalarda görünmeyen Mytra, Kutuge ve Mustafa'da
    •    Aralarının bozuk olduğu yöneticilerde
    •    Taşınmak istemeyenlerde
    •    Cortlatılmak istenen VİPlerde
    •    Hepsinde

    Soru:
    İnternette aynı domain iki ayrı siteye verilemediğine göre sizce Kapı numarasının (www.cizgiliforum.com/net) aynı kalması nasıl sağlanır?
    •    Olmaz öyle şey!
    •    WWW'sizini alırlar
    •    Çizgiliforum > Özçizgiliforum'a dönüştürülür
    •    Forumun sahip olduğu COM ve NET uzantılı adresler yerine yeni foruma ORG filan gibi bir başka uzantılı adres alırlar
    •    www.cizgiliforum.com'un domain name süresi dolmak üzereyse, önce davranıp domain name'i satın almak çözüm olabilir

    Soru:
    Çizgiliforum "mobilyaları" ve içindeki her şeyle yeni mekâna nasıl taşınır?
    •    Herkes kendi kullandığı "mobilyayı" getirsin
    •    Herkes kendi açtığı konuyu taşısın
    •    "Suyunun suyu" aksın, herkesi ve herşeyi önüne katsın
    •    Taşıma şirketiyle anlaşalım
    •    Forum database'i kopyalanır, olur biter

    Soru:
    Çizgiliforum'un database'i nasıl kopyalanır?
    •    İçerden; datebase backup yetkisi bulunan yönetici yapar
    •    Dışardan; hacker tutarlar
    •    Yarı içerden-yarı dışardan; Admin grubundan olmasa da Admin yetkisi kullanabilen biri vardır, o halleder
    •    Kutuge'ye gidip rica edilir, "sizi dışlayan bir oluşum peşindeyiz de mümkünse databese'in kopyasını rica edelim"
    •    Hastaneden

    Soru:
    Söz konusu yeni arayışları ortaya atan ve destekleyen görüşleri nasıl değerlendirirsiniz?
    •    Acil durum planı hazırlıyorlar
    •    Yangından mal nasıl kaçırılır konusunda beyin fırtınası yapılıyor
    •    Forum bölünse ne olur bölünmese ne olur
    •    Fazla kurcalama altından çapanoğlu çıkar
    •    Fareli köyün kavalcısı

    Soru:
    Söz konusu fikirlerin normal veya VİP bir üye ve hatta sade bölüm Moderatörlerinden biri tarafından dile getirilmesi halinde akıbeti sizce ne olur?
    •    Bi şii olmaz, uygar insanlar bunlar
    •    Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna
    •    Eski camlar bardak olur
    •    Kalp nakli için zorunlu donör yaparlar
    •    Ray "Ban" gözlük hediye edilir

    25Temmuz'un önerisi ve Oklitus'un projeksiyonunun örtüşüp örtüşmediğini, gereklilik, haklılık gibi mazeretlere dayanıp dayanmadığını ve ahlaki tutum olarak anlamını değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

    Yeni Arayışlar Cephesi (AKA: Plat-forum) bölüm 02'de 25Temmuz'u kimin anladığını, kimin anlamadığını göreceğiz...

    Bugün itibarıyla 25Temmuz'un önerisinin "Eskikitaplarım" ismiyle hayata geçirilmiş olduğunu görüyoruz. Bu oluşuma katılan arkadaşlara başarılar ve foruma uzun ömür diliyorum.

    Günün Sözü:
    Bana arkadaşını söyle, mide bulantına teşhis koyayım.

    Devam edecek...



    17 Mayıs 2012 Perşembe

    Forum Üyesi Seviye Tespit Sınavı

    Soru:
    Emek verdiğiniz forumdan ayrılmak durumunda kaldınız veya atıldınız, nasıl bir tavır alırsınız?
    Lütfen deneyim ve gözlemleriniz ışığında size doğru gelen şıkkı işaretleyiniz.


    •    Tüm paylaşımlarımın linklerini erişilmez duruma getiririm
    •    Başka bir foruma geçer orada eski forumuma veryansın ederim
    •    Eski forumdan aldığım herkesin erişemeyeceği dosyaları diğer forumlarda yayınlamaya başlarım
    •    Yeni bir forum kurar ve eski forumla her yöntemle savaşa girişirim
    •    Ne uğraşcam ya!

    Soru:
    Ayrılmak durumunda bırakıldığınız bir forumla aranızdaki sorunu çözmenin en etkili yolu hangisidir? Lütfen size en uygun gelen şıkkı işaretleyiniz.

    •    Yaşadıklarımı bire bin katarak anlatır taraftar toplarım
    •    Forumu hacklemek için türlü numaralar çeviririm
    •    O forum üyelerini başka forumlarda yakalar, sürekli taciz ederim
    •    Sorun yaşadığım tipleri gerçek hayatta bulur, topuğuna sıkarım
    •    Artık allah ne verdiyse

    Soru:
    Entelektüel bir alanda faaliyet gösteren bir forumla aranızdaki sorunu çözmenin en naif yolu hangisidir?

    •    Başka bir isimle foruma üye olur sürekli huzursuzluk çıkarırım
    •    Gerçek hayatta iletişimde olduğum diğer üye ve yöneticilerle forum dışından kulis yaparım
    •    İletişim bilgilerine sahip olduğum üye ve yöneticileri gerçek hayatta taciz ederim
    •    Forumun faaliyet alanında bir etkinlik düzenler, sorunu ilgililere göstermeye çalışırım
    •    Türbe türbe dolaşıp forum batsın diye adak adarım

    Soru:
    Kendini çizgilere adadığını iddia eden bir forumda, aranızda anlaşmazlık çıkan kişileri ve anlaşmazlık nedenlerini 3. kişilere aktarmak için hangi yöntemi kullanırsınız?

    •    Çizerek anlatırım
    •    Filmini çeker, baş rolde Angelina Jolie ile Brad Pitt'i oynatırım
    •    Romanını yazar, 100000 bastırır tüm forum üyelerine ve eşe dosta beleşe dağıtırım
    •    Önce forumun ismini verdiğim bir heykel diktirir, sonra dinamitle yıktırırım
    •    Derdimi anlatan şarkı besteler, Tarkan'a söyletirim

    Soru:
    Yukarıdaki soruda işaretlediğiniz şık doğrultusundaki girişimlerinizin akıbeti ne oldu?
    Lütfen deneyimleriniz ışığında bir şıkkı işaretleyin.


    •    Forumdaki görselini kullandım, oldu...
    •    Bu Admin tipini oynamam ben, diyen Brad Pitt rolü reddetti, proje yattı.
    •    Bastırmak pahalıya patlıyor, bir de gazete promosyonu olarak dağıtılmasını sağlamaya çalışcam.
    •    Bizim kızın ağlayan bebeğinin kafasını kopardım, sayılır mı?
    •    Henüz Tarkan'la anlaşamadık, ama Kurt sıcak bakıyor konuya

    DİKKAT: Blogumuzca ÜSYM'ye (Üye seçme ve "Yerleştirme" Merkezi) hazırlattırılan yukarıdaki soru, soru tekniği açısından hatalı bulunmuştur, verdiğiniz yanıt değerlendirmeye alınmayacaktır.

    Soru:
    Değer mi?
    Lütfen evet veya hayır diye cevap veriniz.


    •    Neye?
    •    Evet
    •    Hayır
    •    Ya şundadır ya bunda!
    •    Değmesin yağlı boya!

    16 Mayıs 2012 Çarşamba

    VİPCORTLATMA cephesi


    Başlamadan önce söylemek istiyorum: Çizgiliforum'da gerçekte neler olduğunu anlatmaya çalışan bu metinlerin mesajı dolaylı anlatım ve ima yoluna emanet edilemeyecek kadar hassastır (elbette Çizgiliforum'u önemseyenler için). Bu nedenle ahlaki bir karar vermek durumunda "bırakıldığımı" belirtmeliyim. "Gerçeğin özgürleştirme gücünden" destek alıp, duruş olarak kendi tarafımdan da gönül rahatlığıyla onaylanamayacak bir yolu seçmek durumunda kalabilirim. (Heyt be, dünyayı kurtarıyoruz sanki.. :) ) Bu seçimi yapmak gerektiği hallerde, yazacaklarım, gerektiğinde ÇF üst yönetim odasında  geçen konuşmaların belge niteliğindeki ekran görüntüleriyle desteklenecek. Masumları olabildiğince korumaya çalışan bir filtre uygulayacağım bu ekran görüntülerine. Ama zarar veren ile zarar gören veya zarar görme ihtimali olanlara filtre uygulanmayacaktır.


    Başlıyoruz!!! Inn Inn Innnnn!!!! :)


    Manzarayı uzaktan gördük, şimdi sıcak çatışma alanlarına doğru yönelebiliriz.

    Düşünün ki, Çizgiliforum maddi sıkıntı içinde ve yaşamak için bünyesinde barındırdığı VİP üyelerin yardımına gerek duyuyor. Forumun tüm masraflarını karşılayan Adminler; Kutuge ve Mustafa artık bu ağır yükü taşıyamayacaklarını belirtmiş. Forum yönetiminin sene başında İstanbul'da yaptığı toplantıda bu konuda bir karar alınmış ve VİPleri maddi katılıma davet etme fikri benimsenmiş. Sadece, bu kararın uygulamaya geçirilmesi beklenmekte. 

    Soru:
    ÇF'un, sözkonusu toplantısına katılmış ve kararlardan haberdar bir yöneticinin çıkıp, VİP üyelerin sayısını azaltmak için bir liste hazırlaması ve aynı toplantıya icabet etmiş olan bir Adminin bu listede geçen isimlerden neredeyse yarısının VİP statüsüne son vermesi nasıl bir durumdur sizce?
    •    Alınan kararı unutmuşlardır
    •    Kararın uygulanacağından ümidi kesmişlerdir
    •    Umurlarında değildir
    •    Dediğim dedik çaldığım "flüt" anlayışı vardır
    •    Bitmemiş işler mutlaka bitirilmeli, diyorlardır


    Doğruya doğru, listede belirtilen isimler içinde forumla bağını kesmiş, gerçekten uzun zamandır hiç bir aktivitesi olmayanlar çoğunluktadır! Ancak Çizgiliforum'un bu günlere gelmesinde büyük emekleri geçmiş olanlar ve halen oldukça aktif konumda bulunanlar da yer almaktadır.

    Soru:
    Yukarıda verilen bilgiler ışığında VİP cortlatmak isteyen yöneticilere aşağıdaki şıklardan hangisi yakıştırılabilir?

    Lütfen size doğru gelen şıkkı işaretleyiniz:

    •    Akıllılar
    •    Vefalılar
    •    Empati duygusu gelişmişler
    •    Kutuge ve Mustafa'nın kara gün dostları
    •    Yavru ile Kâtip


    Bu forum, her türlü kararın son derece yavaş alındığı bir mekândır, ancak bu sefer hız rekoru kırılmış, listenin görüşe sunulmasıyla VİPlerin cortlatılmaya başlanması arasında sadece iki (2) saat geçmiştir. Çünkü, önerilen isimler konusunda hiç tartışılmadan, "ben yaptım oldu, sonuna kadar giderim" mantığıyla yapılmıştır bu kıyım!


    Adminin "geçmiş katkılarını göz önünde bulundurarak" şeklindeki söylemi adil gibi görünmekle birlikte çoktan ihlal ettiği, geçersiz kıldığı bir yaklaşımdır. Bu VİP üyelerin faaliyet gösterdiği alanlarla ilgili SMod ve Modlardan görüş almaya, sözkonusu isimlerin iletişimde bulunduğu kişilere danışmaya ne gerek vardır ki?! Admin'in icadı "terazi görünümlü kılıçtır" ve derhal patent başvurusu yapılırsa kısa zamanda forumun masraflarını karşılayacak gelir kapısı temin edilmiş olur.

     Vicdan sahibi bir SMod tepkisini dile getirir:



    Soru: 
    Dünya görüşünüz doğrultusunda, VİP cortlatma listesinin yayınlanmasıyla statülerin düşürülmesi kararının alınması arasında geçen süreyi aşağıdaki deyişlerden biriyle ilişkilendirmeniz gerekse hangisini seçerdiniz?
    •    Harekette bereket vardır
    •    Vakit nakittir
    •    Acele giden ecele gider
    •    İnsanlar konuşa konuşa hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır
    •    Erken kalkan çok yol alır

    Bu uygulamanın bir benzeri, VİPliklerinin alınması endişesine kapılan üyelerin harekete geçeceği umuduyla, bundan bir yıl önce denenmiş, uzun tartışmalar sonucu belirlenen 10 kadar ismin statüsü düşürülmüş, kısa süreli bir hareketlenmeye neden olduğu gözlendiyse de, aynı noktaya tekrar gelindiğine göre, kabul etmelidir ki etkisi geçici olmuştur. O tarihte de bu uygulamaya muhalefet eden bir yönetici (!) "ya hep ya hiç" demiş, lakin etkili olamamıştır.

    Anlaşılan Teke Zortlatması'ndan daha sevilen bir oyun vardır Çizgiliforum'da; VİP Cortlatması...


    Soru:
    Listeyi hazırlayan ve hızla onaylayan bu iki yönetici, maddi darboğazın aşılması için yardım istenecek potansiyel hayırseverlerinin bir bölümünü topluca keserek (!) kalan bölümün "hayır sevme" konusunda nasıl bir tutum alacağını ummaktadır?

    Lütfen size doğru gelen şıkkı işaretleyiniz:

    •    "Yardım kuyruğunun sonu burası mı?"
    •    "Çok veren maldan az veren candan!"
    •    "Avucunuzu yalayın!"
    •    "Olur böyle şeyler, ben üzerime düşeni yaparım..."
    •    "KAÇIIIINNNN!!!"

    Soru:
    Yarın sıranın kendisine gelebileceği ihtimali böyle şiddetli bir şekilde yüzlerine haykırılmış VİPler parasal katılım konusunda isteksizleşirlerse forumun masrafları ile boğuşan Kutuge ve Mustafa'nın hali nice olur?

    Lütfen size doğru gelen şıkkı işaretleyiniz:

    •    Halihazırdaki forum yönetimi masrafları paylaşır, bir şey olmaz
    •    VİPlerden bazıları Moderatör yapılır, masraf paylaşılır
    •    "Bize ne, biz VİP değiliz ki" diyenler derhal VİP yapılır, katkıları sağlanır 
    •    Kutuge ve Mustafa ikinci iş bulur masrafları karşılamaya çalışırlar
    •    Kapıya kilit vururlar


    Belirtelim; listeyi hazırlayan yönetici şu anda Çizgiliforum'da Süper Üye statüsüne düşürülmüş, Eskikitaplarım isimli foruma taşınmıştır.

    Listede VİP statüsünün alınması önerilen 38 isim vardır ve listeyi hazırlayan kişi, sayının bu kadar oluşunu "diğerlerini incelemeye sıra gelmediği" şeklinde açıklamaktadır! (O tarihte forumda 90 civarı VİP vardı.) Listenin müellifi, "İhtiyacımız olan tek şey sadece ağırlıklardan kurtulmak" diye bağlar sözlerini ve son bölüme de "konu Mr.Yer6'ya kronik muhalefetinden dolayı kilitlidir" diye bir espri iliştirir. Bilindiği üzere her espride bir gerçek payı vardır. Mr.Yer6 bu "davete" icabet edecektir elbette.

    "Kronik muhalefet"in görevini yapmak için harekete geçişini anlatmaya başlamadan önce, forum üst yönetiminin tamamının bu vipcortlatma oyununa bir boyuneğiş sergilemediğini tekrar vurgulayalım.

    Yangına körükle giden ve VİPliği alınanlar listesine isimler eklemeyi sürdürenlerin aksine, ÇF'un aklıselim yöneticileri de tepkilerini dile getirdi. İlk tepkiyi veren kişi, yukarıda görüldüğü üzere mizah alanına büyük katkılar yapan birkaç ismin statüsünün düşürülmesini de, böyle bir listede isimlerinin bulunmasını da kınadı. Aklıselim diğer bazı yöneticiler, işleyişin bu şekilde olmaması gerektiğini, isimler üzerinde tartışmadan alınacak kararların adil olamayacağını söyledi. Diğer bir yönetici :) halen aktif bir üyenin bu listede neden yer aldığını sordu, tartışma uzadı da uzadı, neler neler oldu. Bu tartışma "Andersen Meselesi" (AKA: Şarapta pişirilmiş Zümrüd'ü Anka kuşu!) konusunda işlenecek. Telaşa mahal yok.. :)

    Yani tepkiler verildi, görüşler ileri sürüldü, tartışıldı. Mesele şu ki, "dediğim dedik, tarafsız ve çözüm arayışları içindeki" Admin çoktan yapacağını yapmıştı. Tartışmalar sözkonusu VİPlerin "ruhuna el fatiha"dan öteye gidemedi açıkçası. Belki listedeki diğer VİPlerin kurtulmasına vesile olmuştur bu tartışmalar. Duyumlara göre cortlatılan isimlerin bazıları sonradan tekrar eski statülerine kavuşmuşlar. O tarihte mezarına tükürülenler arasında yerini alan bir SMod eskisi için belirsiz konular bunlar. :)

    Öte yandan, Vipcortlatan ile VİPlerden yardım isteyen Adminler bu liste üzerinde hemfikir olmuşlardır da Timur Khan bu uzlaşmadan sonra mı harekete geçmiştir, bilgim dahilinde değildir.

    Lakin, Admin Kutuge'nin VİPlere yönelik maddi katkı çağrısını yapışı, cortlist'in yayınlanması ve bazılarının VİP statüsünün alınmasının hemen ardındandır. Nedenini ve zamanlamasını anlamlandırmayı sizlere bırakıyorum...


    Günün sözü:
    Madem bi halt yedin, bari ağzını şapırdatma!

    Devam Edecek...

    Soguk / Sıcak

    Siyaset bilimciler savaş nedenlerini iki temel bölümde değerlendirirler.
    Soğuk nedenler / Sıcak nedenler

    Sıcak olanlar savaşı patlatan yakın tarihli olaylar olmakla beraber, savaşların gerçek nedenleri Soğuk olanlardır. Geçmişten gelen birikimler, hesabı sonraya bırakılmış meseleler, bitmemiş işler, hep Soğuk nedenler kısmında yer alır.

    Aslında kişileri çevresiyle çatışmaya götüren her türlü durumu da bu çerçevede değerlendirmek mümkündür.

    Eğer Çizgiliforum'da yaşanan ve kopma, küsme gibi sonuçlara yol açan olayları çatışma veya savaş olarak değerlendirirsek, "Yüzleşme" başlığında manzarayı daha yukarıdan temaşa etmemizi sağlamak üzere yerleştirdiğimiz taşların bir kısmının "soğuk nedenler" kapsamında olduğu görülebilir.

    Sıcak nedenler ise "Vipcortlatma", "Plat-forum" ve "Andersen Meselesi" olarak göreceğimiz konular...

    Çizgiliforum'un en az iki yöneticisi, daha sonra sözlüye kaldırılacağı için şimdiden not almaya başlasalar iyi olur kanaatindeyim."Tam Siper" alıp görünmez olduklarını sanan ve sözlüden kaçanlara kanaat notu verilecektir... :)

    15 Mayıs 2012 Salı

    Tam Siper 02

    - olm, gitmiyo bu deli, hâlâ bağırıyo...
    - len, ne alemi vardı, seviye meviye deyip herifi azdıracak?
    - napiim, tutamadım kendimi...
    - ne güzel müsekkin alıp sakinleşiyordu...
    - ama fotografımı şeyetmiş sayfasında, olur mu öyle..
    - sanki forum avatarın fotoraf kırması değil, dert ettiğin şeye bak.
    - e bari yakışıklı çıktığım bi tane bulsaymış be abi...
     - !

    14 Mayıs 2012 Pazartesi

    Yüzleşme...

    Öncelikle belirtmeliyim ki, Çizgiliforum'un zarar görmesine yönelik bir çaba değildir burada yazılacak olanlar. Tam tersi, gerçekle yüzleşmenin olumlu etkisi olacağını umarak aktarılacaktır, değerli vaktini bu satırları okumaya vakfedecek olan Çizgiliforum severlere.

    Gerçekin, "ger ve çek" biçiminde algılanmasına izin vermeden, sadece olanları yazarak ve olası "hayır öyle olmadı" diyeceklere delil niteliğindeki Üst Yönetim Odası yazışmalarının ekran yakalamalarını göstererek Çizgliforum'un iki gün gibi bir sürede nereden nereye getirildiğini aktarıp herkesin kendi kararını verebileceği bir manzara sunmaya çalışacağım.

    Önce, daha iyi görmek için üzerine çıkıp manzaraya biraz yukardan bakmamızı sağlayacak taşları koyalım.

    1. Parasal ve teknik sorunlar:
    Çizgiliforum, maddi ve teknik sorunlarla boğuşmakta olduğunu bu yılın başında İstanbul'da yapılan Üst Yönetim toplantısında kabul etmiş (Mr.Yer6 katılmamıştır), maddi sorunların aşılması için VİP üyelerden parasal destek alınması kararını vermiştir. Kurulduğu günden beri forumun tüm masrafları ve teknik alt yapısının sorumluluğu iki Admin'in üzerindedir ve bu yük artık kaldırılamaz boyuta ulaşmıştır.

    2. Küçülme:
    Küçülme sürecine girildiğinin temel kanıtı olan "online rekoru" bir yıldan fazla süredir kırılamamaktadır. Forum, herhangi bir çizgiroman hakkında Google'da yapılan aramalarda hakettiği yerden çok gerilerde çıkmakta, katılımcı yeni üyeleri çekememekte, gelen üyelerin devamlılığını sağlayamamakta, hakkında İnternet aleminde iyi'den çok kötü yönde söz edilmektedir.

    3. VİP olgusu:
    Çizgiliforum'un  yapısı gereği, temel yaşam kaynağı VİP üyeleri, onların üretim ve paylaşımlarıdır. Ancak bir yıldan fazla bir süredir VİPlik kurumu bu beklentiyi yerine getiremez durumdadır. Özellikle foruma ismini ve amacını veren "Çizgiroman" başlıklarındaki faaliyetlerin büyük bir bölümü Mod ve SModlar tarafından gerçekleştirilir hale gelmiştir. Üye ve VİPlerin çizgiroman başlıklarındaki üretimleri kendi başına forumun canlılığını sürdürecek düzeyden çok çok gerilerde bir noktadadır.

    4. Görüş ayrılıkları.
    Açıkça dillendirilmese de forumun bu gidişini olumluya çevirecek ne gibi hamleler yapılması gerektiği hakkında Üst Yönetim'de görüş ayrılıkları vardır. "Görüşlerin" ve "ayrılıkların" kesistiği nokta VİPlik sistemidir. Forumun yapısı gereği VİPlerin üretme heyecanlarının canlandırılması ilk çözüm yolu olarak ileri sürülmektedir. Ancak bu canlandırmanın nasıl yapılacağı konusunda yöneticiler arasında kesin bir örtüşme yoktur . En az bir yönetici ise :) forumun asıl sorununun VİP ve kapalı link uygulaması olduğunu savlamaktadır.

    5. Yavaşlık:
    Çizgiliforum'da karar süreçlerinin yavaş işlemesi, üzerinde uzlaşılan konularda dahi gereğinin yapılmasının uzun zaman dilimlerine yayılması üyeleri olumsuz etkilemekte, küskünlüklere yol açmakta, geciken müdehaleler yönetim içinde dahi tartışmalara neden olmaktadır. Çizgidiyarı ile arasındaki, zaman zaman kızışan zaman zaman durağanlaşan çekişme de karar süreçlerini özellikle VİP atamaları konusunda yavaşlatmakta, bu da katılımcı üyelerin istikrarlı olarak forumdaki varlığını olumsuz etkilemektedir.

    6. Yeni Arayışlar:
    Şu anda Eskikitaplarım isimli forumun başına geçmiş olan, zamanın Çizgiliforum süpermod'u 25Temmuz, forum kurucularının Çizgiliforum'daki görünmezlik durumunu bir rahatsızlık kaynağı olarak değerlendirdiğini dile getirmekte ve yeni arayışlara yönelmenin, farklı bir platformda tekrar toplanmanın zamanı geldiğini söylemektedir. Bu fikri dillendirmek, kabul etmelidir ki, cesur bir adımdır.


    Manzara, hava ve yol durumu:

    Zamanında sulanmadığı için çoraklaşmaya başlayan toprak, engebeli arazi, meyvelerini kuşlara yem eden ağaçlar, sık ve şiddetli esen rüzgarın kaldırdığı toz toprak nedeniyle kısıtlı görüş alanı...

    Yöre sakinlerinin dikkatine; kısıtlı görüş alanı nedeniyle traktör kullanan çiftçilerin kazaya neden olmaları, arazide gezinen canlılara zarar vermeleri, meyve veren açaçlara veya diğer traktörlere çarpmaları mümkündür. Yöre sakinlerinin dikkatli ve tedbirli olmaları önerilir.

    Uyarımızı yaptıktan sonra, artık sıcak olaylara, yani işin heyecanlı :) tarafına geçebiliriz...

    Bilinmesini isterim ki, bazılarının canları yanar, kendilerini kötü hissederlerse, canlarının yanması yaptıklarının sorumluluğunu alamayıştan olacaktır. Ancak kötü hissetmeleri durumunda, bunun tek açıklaması "kötü" oluşlarıdır!

    Ancak bir uyarı daha yapıp, pek de "kısa" sürmeyeceğini söylemeliyim. Yazmak da okumak da epey zaman alacak. Ama ara ara eğlendirir, gönlünüzü almaya çalışırım.. :)

    Devam edecek...

    Tam siper!

    Şıışşşş!
    Ses etme, bağırır bağırır gider, delidir o!
    Aman, kafanı filan da çıkarayım deme...