27 Mayıs 2012 Pazar

Şarapta Pişirilmiş Zümrüd-ü Anka Kuşu Tarifi. 02

Aman dikkat! :)
Sürecin Mr.Yer6'nın da dahil olduğu bu kısmını aktarırken, olay sıraları ve konuşmaların aklında kaldığı şekliyle size yansıtılacağını, dolayısıyla Mr.Yer6 yorumu içeriyor olabileceğini yeniden hatırlatmak istiyoruz. Aşağıda verilen ve iki ayrı konu başlığında geçen konuşmaların aynen yaşandığını garanti ederiz (ikinci başlık daha sonra anlatılacak), ama söylenenlerin hangisinin hangi konu başlığında zikredildiği tam hatırlanmamaktadır. Yine de olup biten ve sürece dahil olanların tutumları hakkında fikir verecektir sanırız.

Nerede kalmıştık?
Hah! Makine işlemeye başlamış, ZAK'ı parçalarına ayırmak üzere bıçaklarını biliyor, ZAK da, kah SekSek sekerek, kah ZıpZıp zıplayarak kaçmaya, canını kurtarmaya çalışıyordu, tamam... :)

Andersen o günlerde, Özellikle SekSek tarıyor, foruma ekliyordu. Sonra bir gece 5-6 kadar ZıpZıp ile çıkageldi. Bazıları daha önce foruma verilmiş ama sıralı listeye işlenmediği için taranmış olduklarını farketmeyen Andersen tekrar taramıştı. Ayrıca, sıralı listeye işlenmemiş sözkonusu ZıpZıpların bir özelliği bulunuyordu. Hem ÇF'ye hem de ÇD'ye, her iki forumda da aynı rumuzu kullanan bir üye tarafından verilmişti bunlar. Harunaybal arşivinden daha kaliteli taramaların geleceğini adımız gibi bildiğimiz için önemsenen bir durum değildi, sıralı listeye işlenmemiş oluşları. Lakin önemliymiş. Kader ördüğü ağı ZAK'ın üzerine atmak üzereymiş meğer. :)

Ertesi gün veya izleyen bir iki gün içinde, üst yönetim odasına kaygılı bir mesaj düştü.

Mesajda Andersen'in paylaştıklarının rakip forumda da verilen ZıpZıp taramalarının parlatılmış hali olabileceği dile getiriliyor, öyleyse ÇF standartları açısından hoş bir duruma karşılık gelmediği belirtiliyordu. Endişe başkaları tarafından da paylaşıldı.

Bu durum gerçekse, zaten avatarının üstünde bir countdown simgesi belirmiş olan Andersen için geri sayım hızlanacak demekti. Kaygısını dile getiren yönetici arkadaşımız, çalıntı bir çalışmanın parlatılıp kendi taramamızmış gibi sunulması ihtimalinden haklı olarak rahatsızlık duymuştu. Üstelik bir VİP’in iki taraflı çalışıyor olması ihtimalini de gündeme getirirdi bu. Durum ciddiydi yani...

Burada devreye girip, acele karar verilmemesini rica ettim. Sonra da taramaları detaylı bir incelemeden geçirip aynı tarama olmadıklarına hükmettim ve "kararıma güvenebilirsiniz," diyerek arkadaşlara teminat verdim.

Bir süre sonra aynı konu başlığına Heidi yazdı, "sayfa eğriliklerine kadar aynı" olduğunu savladı ve bir sayının her iki taramadan alınmış kapak fotograflarını koyarak, ÇF ve ÇD'de verilen taramalarla Andersen'inkilerin örtüştüğünü göstermek istedi.

Aynı gibi değil mi?
Sol altta dikdörtgen şeklinde bir iz var, harici bir etki kapakta renk değişimine neden olmuş sanki...

Evet. İlk izlenim sizin için yeterliyse, aynısının tıpkısı...

Soru: 
Taramalar arasındaki benzerliği nasıl yorumluyorsunuz?
  • Birincisi ikincinin parlatılmış hali
  • Aynı tarama, elbette benzeyecekler.
  • Aynı nüsha üzerinden yapılan farklı tarama
  • Aynı sayıdan yapılan farklı iki tarama 
  • Bırak dağınık kalsın

Konuyu incelediğim ve vardığım sonucun kesinliğinden emin olduğum halde, sırf bir yanılgı üzerine bir üyemiz hakkında yanlış şüphelerin körüklenmesini önlemek adına, önce "bu izin özgün kapaktaki bir unsurun kapatılması için ZıpZıp yayıncısı tarafından yapılan yama olabileceğini" söyleyip hemen araştırmaya koyuldum.

ZıpZıp dergilerinin özgün basımı olan Fransa-Belçika ürünü Tintin dergilerinden, epey uzun süren bir arama-tarama sonucu Heidi'nin örnek olarak sunduğu kapağı buldum. İki taramanın da aynı yerde renk değişimi görülen bölümlerindeki benzerliğin, ZıpZıp yayıncısı tarafından Tintin'de yayınlanan özgün kapağın üzerinde yazı olan bir bölgenin kapatılmasından ibaret olduğu yönündeki düşüncemi doğrulayan bir resim yayınladım (farkındayım uzun bir cümle oldu, ama resim konuyu aydınlatacaktır).

Yanıt olarak yine birşeyler yazıldı tabi, ama göz vardı izan vardı! "Adil karar vermenin önemli olduğunu, aksi halde yönetici değil bir çete gibi algılanacağımızı, sevdiğim dostları yanlış yaparken görmenin beni üzdüğünü" belirterek meseleyi kapattım. Ardından da konu başlığını açan arkadaşımız, biraz da kırgın bir tonda konuya başka mesaj yazılmamasını rica etti.

Kimsenin kırılmasını istemeyen biri olarak, konuyu açan dosta bir özel mesaj gönderip "incittiysem kusuruma bakma lütfen, ama birisi hakkında hüküm vermek önemli bir şey" mealinde bir gönül alma girişimim oldu. Neyse efendim..

Bu noktada konu kapanır diye umuyorsanız yanılırsınız... Aksine dallandı budaklandı... Dalı budağı budayalım derken bazı gözlere kıymık kaçtı...

Günün Sözü:
Kusma refleksi mide bulantısının çaresi değil, sendromudur.

Devam Edecek...

8 yorum:

  1. - Minibüsün üstündeki adamın eli parlatılmış olanda daha uzun,
    - Sağ alt kenarda parlatılmışta yeşiller daha dar, diğerinde daha geniş,
    - Parlatılmış olanda alt köşedeki dikdortgen belirgin ve siyah, diğeri belli belirsiz.
    Orijinali o olsa parlatılmışta da belli belirsiz olurdu.

    El insaf yani kurt kuzuyu yemeyi kafaya koymuşsa akıl tatile çıkıyor (tabi varsa).
    "Şecaat arzederken merdi kıpti, sirkatin söyler"miş.
    Suçlama yaparkende kendi mallarını kapalı linkle veren zat-ı muhteremler diyarın mallarını da
    Analarının ak sütü gibi indiriyorlarmış mideye. ne diyeyim mide meselesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ÇD ve ÇF'ye aynı kişi vermişti paylaşımları. her iki foruma da aynı isimle üyeydi. Yani alışılmış bir aparma durumu yok. O açıdan sabıka kaydı kabarık sayılmaz pek ÇF'nin.. Müsterih ol.. :)

      Sil
  2. Andersen'in başını gelen, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir sanırım.
    şaka bir yana ama bu ÇF-ÇD kapışmasının ne hallere geldiğinin bir göstergesi sanki. sırf ÇF-ÇD rekabeti yüzünden, değerli bir üye ateşe atılabiliyor. veya çok kalpler kırılabiliyor.
    Aklıma nedense birden GS-FB maçındaki olaylar geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğdudur, ÇD'nin tutumu aşırı savunma refleksinin oluşmasına neden olmuştur ÇF'de... O yüzden hem üye hem de admin seviye tesbit sınavı başlıklarında her iki oluşumu da eleştirmeye çalıştım.. aynı zevk ve meraklara sahip bir avuç insanın birbirine hasım olma sürecinin ve bu hasmane tutumların ÇR camiasına nasıl zarar verdiğini hepbirlikte gördük. Sanırım şimdi daha uyumlu olmanın zamanı gelmiş, sular durulmuştur.. Timurkhan Bakunin'i bana yeğlediğine göre, barışır belki iki forum. :) :) :)

      Sil
  3. http://img151.imageshack.us/img151/2255/s27h7whvj.png

    adresine yüklediğim resim incelenirse söylemek istadiklerim daha rahat anlaşılacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. konuyu incelerken her iki resmi de üst üste çakıştırıp bariz farkı görmüştüm zaten.. taramalardan biri daha yayvandır..
      ayrıca sen de gösterdiğin için sağol betonkol..

      Sil
  4. ZAK tarifi 1.den anladığım kadarıyla Andersen'in fişi çoktan çekilmiş. yani Heidi'nin bu tutumunu fazla yadrgamadım.
    ama beni derin düşüncelere gark eden, aklı selim yöneticilerin bu olayı kapatmaya çalışmaması.
    Heidi'nin her fırsatta ''kişisel sorun'' haline getirdiği kişileri postalamaya çalışırken, üst yöneticilerin ''hayır olmaz!'' dediğini hiç görmedim.
    VIP ile başlayan bu süreçte, kendi çalışanlarını küstürerek devam eden yıkım projesi Kutuge, Mytra, Timurkhan, Savaged tarafından hiç dur denilmedi.
    Kaldı ki ben ÇF'nin hala ders çıkardığını sanmıyorum. ''Nasıl vip olabilirim'' diye soran yeni bir üyeyi daha geçen gün linç ettiler.
    ÇD bundan farksız mı? tabii ki değil.
    Onlarda sınırsız özgürlük ayağına, bütün üyelerini kendi doğrularını zorla kabullendirtiyor.
    Herkes istediği gibi hareket edebiliyor ama iş eleştiriye geldimi, o kişinin fişi çekiliyor. ''ya sev, ya terket'' politikasını öyle güzel nakış etmiş ki; kendi yöneticileri bile ya seviyor ya terkediyor.

    Bundan dolayı; ''eskikitaplarım'' ve ''bizimköşemiz'' sitelerinden çok umutluydum ama daha başından fire verdiler.
    Eskikitaplarım kendine ÇF'yi örnek aldı.
    Bizimköşemiz kendine ÇD'yi örnek aldı.
    Sanırım en iyi şey kişisel bir blog.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bloglar ulaşılması zor yerler gibi görünse de iyi bir etiket sistemi ile yine de okuyucu çekebiliyor. hele bir de dost bloglar zinciri gibi bir şey hayata geçirilebilirse, yeni bir "özgür" oluşum peyda olur ki, tadından yenmez..

      öteyandan forumlarda demokrasi aramak boşa.. bir yerin sahibi varsa, orada mutlakiyet vardır ve gerisi de lafı güzaftır.. ha sahip iyi niyetli olur, adil olur, katılımcının desteğiyle ayakta duran forumu olubildiğince gönül kırmadan bilgelikle yönetir, yani bindiği dalı kesmez ise işte o zaman katlanılabilir bir düzenden sözedilebilir..

      malesef çok fazla örneğini görmek mümkün değil buralarda.. olsun.. bir yerlerden başlamak lazım.. ve tabi ki ders almak!

      Sil