19 Mayıs 2012 Cumartesi

Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

Müzik ruhun gıdasıdır...

Besleyecek şeyi olanlara ufak bir uyarlamayla sonraki başlığımızda anlatılacak olan konuya gayet uygun düşen bir Paul Simon parçası armağan ediyorum...


Sorun, dedi, senin kafanın içinde
Çözümü de basit, mantıklı düşününce
Yardımcı olmak isterim doğrusu özgürleşmene
Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

Burnumu sokmayı sevmem milletin işine
İnşallah yanlış anlamazsın beni de
İstersen kaba de, söyleyeceğim gene de
Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

Arka kapıdan sıvışıver
Planları değiştir
Sakın utanıp sıkılma
N?olcak salla gitsin

Önüne gelene küsüver
Tartışmaya ne hacet
Anahtarı kaybet
N?olcak salla gitsin

Seni böyle kederli görünce üzüldüm bak ben de
Biraz güldürebilmenin bi yolu olsa keşke
Dedi sağol, iyi geliyo konuşmak böyle
Sen anlat bakalım şu yollar ne

Üstüne yatıp bi düşünelim bu gece
Sabah uyandığında anlayacaksın sen de
Derken yapıştı klavyesine diyemeden yazma
Hakkı var aslında şöyle bi düşündüm de
Çizgiliyi Terketmenin Yolu, En Azından Elli Tane

Not: Çeviri metni için Garaj Müzik Birimi'ne teşekkür eder, uyarlama için yaptığım değişiklikleri hoşgörüşle karşılamalarını rica ederim. 

7 yorum:

  1. ÇF mafya örgütü gibi. giren çıkamıyor.
    Gerçi ben çok mu farklıyım. Görüyorsunuz işte abi korkudan kendi mahlasımla bile yazı yazamıyorum. eğer görürlerse beni hemen postalarlar diye farklı mahlas altında size yorum yazabiliyorum. Durum bu kadar vahim yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yazacağım metinlerin birinde kullanmayı düşünüyordum, ama size kısmetmiş...

      Soru:
      "Kol kırılır yen içinde kalır" sözü size neyi çağrıştırıyor?

      - aman kimseler duymasın
      - sineye çek
      - kol kırıyorlar
      - yen geçer akçe bir para birimi
      - japon mafyası (YAKUZA)

      :)

      Sil
    2. - Japon mafyası (YAKUZA) :)

      Sil
  2. Ah, ah ben neler çektim hem de haksız yere... Banladılar, atın dedim ya ne banlıyorsunuz, bir yıl dolunca banımı çözmüşler "ya dursun banım bana çok yakışmıştı" dedim. Ama nedense cevap alamadım. Adamlar ÜSTAD ya bizim gibilerin sorunlarına, sorularına zaman ayıramazlar... ESATTR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esat abi, biliyorsun seni elim titreyerek de olsa ben banlamıştım. Ama süre koydum, zira bunca emek sahibinin sanal kimliğide olsa celladı değil geçici süre gardiyanı olayım diye. Tesadüf oldu, benim Bandırma Vapuruna bindiğim günlerde sen karaya tekrar ayak bastın.. :)Takdiri ilahi mi desem, ilahi tecelli mi, bilemedim.. galiba aynı kapıya çıkıyorlar...

      Şu kadarını söyleyeyim, bu tartışma içindeki birileri daha iki ay önce "banını kaldırsak o gün gelir, şakır şakır paylaşmaya başlar" demişti senin için.. Herkesi kendisi gibi sanıyor bazıları.. Neyse..

      Geldiğin ve destek verdiğin için teşekkür ederim..

      Şu blog zinciri işini de enikonu düşünelim derim..

      Sil
  3. Babasının çok işlek bir cadde üzerinde plakçı dükkanı olan bir arkadaşım vardı. Akşam 7-8 gibi babası gider ben de arada yanına uğrar yeni çıkanları dinler, kafamıza göre takılırdık. Hafiften yağmurlu bir ilkbahar akşamıydı, sesi dükkanın dışına verip “Sound of Silence”i çalmıştık.. Yağmur damlaları arasında boşluğa yayılan iki uyumlu sesin vokali, sokak lambalarının ıslak zeminde oluşturduğu loş ışıklar, yoldan geçen insanlar ve “sessizliğin sesi”… ne atmosferdi…

    Blog içeriğinde adı sıkça geçtiğinden çağrışım yaptı, Heidi’deki Peter gibi Paul’un de ekürisi vardı, Garfunkel… nereden nereye… :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kalem, hikayeyi öyle güzel anlatmış ki, tekrar tekrar okuyası geliyor insanın. Son paragraftaki sözcük seçimi ayrıca dikkatimi çekti.. Mesaj alındı.. :)

      Sil