26 Haziran 2012 Salı

Şeytan Mağarası 03

Not: Bu bölüm biraz kallavi oldu, okumaya niyetlenenlere kolay gelsin... :)

İncelemediğimiz iki sahnemiz kaldı. Aslında "Yüzleşme" başlığında ele aldığımız bazı "taşlar"ı anlatırken  bu iki sahneyi de tarif etmiştik kabaca. Hemen hemen herkesin bildiği ve üzerinde hemfikir olduğu konular olmaları nedeniyle fazla derinlemesine incelemeye gerek olmadığını düşünüyorum. Zaten Mr.Yer6 da daha önce yayınladığımız sorular aklında uçuşurken en az ağırlığı bu "genel görünüme" karşılık gelen sahnelere vermişti. Gerek üye ve gerekse yönetici olarak tanıklık ettiği şeyler nedeniyle zaman zaman üzerinde derinlemesine düşündüğü konulardır. Ama oyunun ambiyansını tanımlamak amacıyla yine de kısaca bahsedelim bu iki sahneden de…

Çizgiliforum küçülme sürecini yaşıyor:

Özet; "online rekoru"nun bir yıldan fazla süredir kırılamaması küçülme sürecine girildiğinin aleni göstergesidir. Özellikle çizgiroman bölümlerinde bir yıl öncesine oranla çok daha az faaliyet gerçekleşmekte, çok daha az sayıda paylaşım yapılmaktadır. Sözkonusu bölümlerde yapılan paylaşımların büyük bölümü Çizgiliforum yönetici kadrolarında yer alan kişilerin çalışmalarıdır. Forum, katılımcı yeni üyeleri kendine çekememekte, gelen üyelerin devamlılığını sağlayamamakta, bünyesindeki üyeler arasından VİP statüsüne yükseltilecek kimse bulmakta zorluk çekmekte, hali hazırda VİP olanları elinde tutmak ve onları üretime yönlendirmekte sorunlar yaşamaktadır. İnternet arama motorları üzerinde yapılan çizgiroman sorgularında hakettiği yerden çok gerilerde çıkmakta, buna karşın benzer forumlar arasından adından en fazla sözedileni olduğu halde edilen sözler sitayişten ziyade Çizgiliforum'a kötü gözle bakıldığı izlenimini aktarmaktadır. Artık rüzgâr tersten esmektedir.

Küçülme sürecinin ana etkeni ne?
Çizgiroman sevenlerin nüfusuna kıran mı girdi?
Çizgiroman severler başka forumlara takılıyor da Çizgiliforum'a gelmiyorlar mı?
Toplam çizgiromansever nüfusu iki ana foruma bölündü de Çizgilinin elinde etkisiz elemanlar mı kaldı?
VİPlik sistemi mi insanları başka arayışlara yönlendiriyor?
VİPlik sisteminin belirsiz noktaları mı insanları kaçırıyor?
VİP seçimlerinin keyfi yapıldığına dair bir izlenim mi var üyelerde?
VİP olmakla uğraşmak yerine aradıklarını zahmetsizce bulabilecekleri yerleri mi tercih ediyor insanlar?
Çizgiliforum dışında gelişen oluşumlar nedeniyle VİPlik cazibesini mi yitirdi?
VİP sistemi işletilmeye başlandığı amaç; yani paylaşım ve paylaşımcı sayısını artırmak doğrultusunda çalışmaya devam ediyor mu, belli bir noktadan sonra tersi bir etki mi yaratmaya başladı?
VİP yapılan üyeler neden kendilerinden bekleneni vermiyor?
VİPler etkisiz eleman konumuna geçmeleri halinde statülerini yitirme ihtimali olduğunu görmüyor veya görüyor da önemsemiyorlar mı?
VİPlerin durgunlaşmasında olumsuz yönetici tutumlarının bir etkisi olabilir mi?
Yönetici tutumları küçülme sürecinde etkense, neleri olumsuz tutum sayabiliriz?
Yönetici tutumları küçülme sürecinde etkense, kimlerin ismi olumsuz tutum sergileme konusunda öne çıkıyor?
Ürkütülen, kaçırılan, incitilen, kırılan üyeler ve VİPler Çizgili ile gönül bağlarını kopartıyorlar mı?
Ürküten, kaçıran, inciten, kıran yöneticilerin amacı ne?
İnsan kaynaklarını tüketen bir yönetsel katılığın foruma zarar verdiği görülemiyor mu?
Katı ve kırıcı tutumda direnen yöneticilerin Çizgiliforum'un hayrına iş yaptıklarını düşünmek için ne gerekçe var?
Çizgiliforum'un aleyhine işleyen olumsuz yönetici tutumları kasıt taşıyor olabilir mi?


Çizgiliforum ile Çizgidiyarı arasında dinmeyen bir gerilim var:

Özet; WebTürkiye Portal ile başlayan internet forumlarında Türkçe çizgiroman paylaşımı, Çizgiliforum'u kurmuş, iç anlaşmazlıklar Çizgidiyarı'nı doğurmuş, o tarihten itibaren iki forum arasında sayısız sürtüşme yaşanmıştır. Çizgiliforum'dan kopmalar daha sonra nice başka forumu ortaya çıkardıysa da, hem Çizgili hem Diyar için “asıl hasım” birbirleri olarak görülmektedir. Çizgidiyarı hayata tutunabilmek için Çizgiliforum’un kaynaklarına yönelmiş, hem üyelerini transfer etmek için çabalamış, hem de paylaşımlarını izinsiz alarak kendi sayfalarında yayınlamaya devam etmiştir. Kopmadan çok sonraları Çizgiliforum'da yayınlanan yeni paylaşımların Diyar'a aktarılabiliyor olması Çizgili içinde durdurulamayan bir veya birkaç sızıntı olduğunun göstergesidir. Sızıntı konusunda VİP üyeler zanlı konumunda bulunsalar da yönetim kadrolarında yer alan birilerinin de köstebek olması ihtimali vardır!

Yok mu?
Çizgidiyarı Çizgili’den kopanlar tarafından yaratılmadı mı?
Çizgidiyarı'ndaki ahlaki körlüğün oluşması için hiç mi geçerli neden yok?
Her iki taraf da birbirine karşı bilenmiş değil mi?
Her iki taraf da sonradan gelen üyelerine diğer tarafın kötü olduğu fikrini aşılamıyor mu?
Diyar’ın savaş taktiği ne?
Hâlihazırdaki VİPleri kendine çekmek ve Çizgiliforum paylaşımlarını Diyar’a taşımak bu taktiğin bir parçası değil mi?
Çizgiliforum’da ürkütülen, kaçırılan, incitilen, kırılan VİPler soluğu Diyar'da almıyor mu?
Çizgiliforum yöneticileri ürkütülen, kaçırılan, incitilen, kırılan VİPlerin Diyar'ın ekmeğine yağ sürmek anlamına geldiğini göremiyorlar mı?
Bu göremeyiş hangi nedenle açıklanabilir?
Çizgiliforum yöneticileri arasında ürküten, kaçıran, inciten, kıran ve bunda tutarlı bir ısrar sergileyenlerin rakip forumla bir ilişkisi olabilir mi?
Diyar'a gönül vermiş birileri Çizgili'de bazı yönetim koltuklarını işgal ediyor olabilir mi?
Eğer böyle yöneticiler varsa kimler olabilir?
Eğer böyleleri varsa, onları hangi tutumu sergileyenler arasında aramak daha akla yakındır?
Çizgiliforum yöneticileri arasında Çizgidiyarı’nda da yönetici koltuğu işgal eden birileri olabilir mi?
Varsa, asıl bağlılıkları hangi forumadır?

Uyarı: İzleyen metinler Mr.Yer6'nın konuyu anlamaya çalışırken yürüttüğü düşüncelerinin aktarımı üzerine kurulu olduğu için ismi bolca geçecektir. Bu "bol" Mr.Yer6 kullanımının bir "kendini sevme" durumunun yansıtılması olarak değerlendirilmemesi rica olunur... Hiç sevmem! :)

Şeytan mağarasının duvarları lunaparklardaki sihirli aynalarla kaplıdır sanki. Nereye baksanız şekilleri deforme eden, karşı yansımalarla çoğaltan, yol iz bulmayı imkânsızlaştıran bir labirenttir burası... Mağaradaki titrek ışıkların yarattığı gölgeler, şekillere yeni biçimler yükler, gölgelerini uzatır, kısaltır, birbiriyle çakıştırır, gerçekte neyin ne olduğunu kestirmeyi güçleştirir... Burada, sadece gözün kılavuzluğuna başvurmak yetersizdir, diğer duyu organlarına ve elbette onlardan gelen verileri yorumlayacak bir düşünce sürecine ihtiyaç vardır... İhtiyaç vardır da Mr.Yer6'nın zamanı yoktur!

Yanılsamalarla labirent etkisi yaratan bu dehliz gibi mağaradan çıkmanın daha kestirme bir yolu olmalıdır. Nesnel bir yol izleyip çıkışı bulmak için, ön kabullerin devre dışı bırakıldığı bir yaklaşıma yönelmesi gerekir Mr.Yer6'nın. Zaten birkaç gündür bu ön kabuller epeyce yara almıştır, yaşananlar doğrultusunda.

İlk iş; sahnelere bakar ve yinelenen örüntüleri, birbiri üzerine düşüp kesişen gölgeleri saptamaya çalışır...
Küçülme sürecine hız verecek VİPcort eylemi, amacı admin grubundan bir kaç kişinin iktidarını sonlandırma görüntüsü arzeden yeni plat-forum fikri temel örüntülerdir. Anlamlandırılması güç "Andersen ısrarı" da bu temel örüntülere eşlik etmektedir.

Sorunu üç aşamaya indirgemek, birçok soruyu elemeye yardımcı olmakta, ama yine de belirsizlikleri aşıp "yanıt budur" denecek kesinlikte bir sonuca ulaştırmamaktadır Mr.Yer6'yı.

Yeni bir bakış getirmesi gerekir oyuna, sahne ve planlara...
Der ki; "başrol" oyunun sahnelerinde en çok görünen aktöründür!

Andersen tartışması Heidi ve Oklitus'un gayretleriyle çatışmaya dönüşmüş, VİPcort harekatı Oklitus'un cortlist'i ile gündeme gelmiş, Timurkhan'ın Kutuge aleyhine hamlesiyle 17 VİPin kanına girilmiş, 25temmuz'un Çizgili'yi bölmesi kaçınılmaz yeni plat-forum arayışı Oklitus'tan destek bulmuş, en azından bir tek o sıcak baktığının delillerini sunmuştur.

Mr.Yer6 bulgularını olası sonuçlarının büyüklüğüne göre tekrar bir indirgemeye tabi tutar ve sıralar:
Yeni plat-forum Çizgiliforum'u parçalayacak!
VİPcort Çizgiliforum'u küçültecek!
Andersen tartışması gelinen nokta itibariyle Mr.Yer6'nın başını yiyecek ve belki de üst yönetimde çatlağa neden olacak, bu da Çizgiliforum'un hayrına olmayacaktır!

İndirgeme, hedefte Çizgiliforum'un olduğunu gösterir Mr.Yer6'ya...

Bir “hedef” varsa en az bir de “nişancı” var demektir ve bu da olup bitenlerde "tesadüf" unsuruna sığınmayı, zincirin bazı halkalarının rastantı eseri orada olduğunu düşünmeyi anlamsızlaştırır.

Çizgiroman karelerinde kafa üstünde yanan lamba durumuna karşılık gelen bir tür "epifani" yaşar Mr.Yer6... Başından beri gözünün önünde olan, ama bir türlü ne olduğunu kestirmeyi tam başaramadığı tablo, şaşı bak şaşır türü bir resimmişçesine birden kendini açığa çıkarmışdır. Başka bir deyişle; puzzleın parçalarını birleştirirken ana resim görülmüş, geriye sadece yerlerine oturtulması gereken bir kaç parça kalmıştır. Mesele bu parçlardan hangisinin resmin odak noktası olduğunu saptamaktadır artık... 

Peki vardığı bu sonuç, bu epifani, bu puzzle, tüm olaylar gözlerinin önünde gerçekleştiği halde tepkisiz kalmayı yeğleyen diğer üstyöneticilerden kurulu mahkeme heyetine nasıl açıklanacaktır? Sorun buradadır...

Ortada yeni oluşumun sadece fikri vardır, kendi yoktur ve "yok" üzerine yapılacak her türlü açıklama çabasının “yok hükmünde” kabul edilmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle açıklamasında, gerekmedikçe yeni oluşum konusuna hiç değinmemesi evladır Mr.Yer6'nın.

VİPcort harekâtı Kutuge’nin dolaylı etkisi nedeniyle sekteye uğramış ve bu bakımdan sonuçları kestirilemez bir hâl almıştır. Üstelik tartışıldığı süre zarfında içeriğe yönelik çok az eleştiri almış, sadece adaletli olup olmadığı üzerinde durulmuştur. Hâl böyleyken açıklama çabalarında VİPcortlatma oyununa da girmenin anlamı yoktur, zira yöneticilerin büyük bir bölümü VİPcortlatmaya sıcak baktığı için bu iz üzerinden giden bir fikir akışına kendilerini kapatacaktır...

Geriye en sıcak olaya yoğunlaşıp bir kaç taşı yerinden oynatma seçeneğinden fazlası kalmamıştır Mr.Yer6 için...
Ancak Andersen vakası da iç içe geçmiş bir sürü tuzak niteliğinde belirsizlik taşımaktadır.
Andersen mi yapmıştır gerçekten imza işini?
Andersen üst yönetimden birinin yansımasıysa ya?
Ya Andersen forumu terk eyledikten sonra hesap kapatmak isteyen bir yönetici müdahale ettiyse oyuna?
Ya Andersen üst yönetimden birinin yansıma kimliğiyken imzasını, böyle olduğunu bilmeyen bir başka üst yönetici değiştirdiyse?
İmza değişimi forumu parçalamak isteyenlerin mi işine yarar?
Ya forumu bir arada tutmak ve yeni oluşumda yer alacak olanların önünü kesmek isteyenlerin bir hamlesiyse?

Sordukça sorası gelir Mr.Yer6'nın

Kimlerin nedeni ve kimlerin yetkisi var imza değiştirmeye?
Hangi neden bu tür bir oyuna başvurmaya değerdir ki?
Andersen Heidi ile girdiği tartışmada hırpalanmış, Oklitus tarafından fena halde benzetilmiştir, günler sonra hâlâ intikam ateşiyle yanıyor olabilir midir!
25temmuz Mr.Yer6 ile çatışmasından aldığı hasarı Kasko'nun karşılamayacağını anlayınca intikâmını bu yolla almış olabilir midir?
Ya “imdaaaat” çığlığı atan kişi, nicedir çatıştığı Mr.Yer6'yı harcamaya azmettiyse?
Oklitus değil midir ZıpZıpları unutmayacak olan, Mr.Yer6'yı yeni oluşumda istemiyorsa Çizgili de hiç istemeyen?

Görünüşe göre herkesin geçerli bir nedeni olabilir Andersen'in imzasıyla oynamak için...
Ama hangisi?

Andersen'in kaybedecek şeyi var, Heidi zaten küfrü yiyen, Oklitus ise o sıra forumda yok... 25temmuz da o kadar kabak gibi ortada ki, "O yaptı" dense birçok kişinin kafasında soru oluşacağını tahmin edebileceği için onun yapması en düşük ihtimal.

Andersen konuyu büyütmek istemediğini gösteren bir geri adım atmıştır, günler önce. Üstelik suçlandığı şeyi yapsa ne VİPliği ne üyeliği kalır! Zaten olay soğumaya yüz tutmuştur onun nezdinde, tabi eğer üst yönetim odasında olup bitenden haberdar değilse... Peki ya yansıma kişilik ihtimali doğruysa? O zaman “kaybedecek şey” sorunu ortadan kalkar. Şüphelenmeye devam!

25temmuz da yapmamalıdır, zira Çizgili’den ayrılırken temiz bir isim bırakmalıdır geride, ki kuracağı oluşum da ak bir isimle çıksın yola. Ele 25temmuz'u!

Heidi? Valla yapar mı yapar... Tartışma süreci içinde iyice dürtüsel bir görünüm sunmuştur Heidi. Mr.Yer6, Andersen konusunda Heidi ve Oklitus'un hamlelerini boşa çıkarmış, son olarak da 25temmuz'un salvosunu savuşturmuştur. Legal yollarla baş edilemeyeceği açıktır... Ama aynı şeyler birebir Oklitus için de söylenebilir... Öyleyse bu sav ile Heidi'nin üzerine gidilemez.

E, Oklitus'un da bir avantajı var: o saatlerde forumda olmayışı zaten kafadan aklıyor onu...

Ulen, yoksa!
Olur mu olur!
Lamba tekrar yanar kafada!

Lakin Mr.Yer6 elinde savını kanıtlayacak bir delil olmadığının farkındadır. Eğer çözümlemesi doğruysa iz sürerek bir delil bulmanın da mümkün olmadığını kestirebilmektedir. Tıpkı mahkeme salonundaki açıklama girişimlerinde, neden yeni forumun olay örgüsündeki yeri konusuna giremeyecek, açıklamasına neden VİPcort harekâtını alamayacaksa, aynı gerekçe "O yaptı" da dedirtmemelidir ona! Andersen'in imzasının bir başkası tarafından değiştirildiğini kanıtlamak, üstelik bunun "imkansız"a karşılık gelen bir durumda yapıldığını açıklayabilmek imkânsızken, "imkânsızı kanıtlamak" hayli hayli imkânsızdır! :)

Ne yapmalıdır?

Soru:
Sizce?
•    Şeytanın avukatı mesleğinin hakkını versin
•    “Ne haliniz varsa görün” deyip çeksin gitsin
•    Durum hakkatten fena, ne yapsa boş
•    Andersen'i harcasın kendini kurtarmaya çalışsın
•    Doğru bildiğini yapsın


Bakalım ne yapacak?

Gelecek bölümde anlatacağız, ama bir ipucu isterseniz, ZAKkum'un Kökü 01 (AKA: Zıkkım!) ve ZAKkum'un Kökü 02 (AKA: Exodus) bölümlerinde yayınladığımız, ilki Heidi’nin özel mesaj yoluyla gönderilmiş imdat çağrısına verilen, ikincisi ise Heidi’nin üstyönetim odasına açtığı başlığa yazılan ve aralarında yaklaşık bir saat fark olan Mr.Yer6 yanıtlarına bir göz atmakta fayda olabilir.

Dilde bir farklılık mı var, ne? :)

Birincisi “içimizden biri” derken, ikincisi sadece “biri” diyor galiba?

Kim ki o?

Devamı var...

9 yorum:

  1. İnanın polisiye romanlar bile bu kadar heyecanlı olmamıştır.Gerçekten çok kurgulu bir olaylar dizini var ve ''kim'' sorusu bir zamanlar bilinen ''kaçak'' namıdiğer ''dr.kimbell'' hatırlattı bana acaba kim çok merak ediyorum.Birde şu özel mesajlaşmaları yazacağınızı belirtmiştiniz onlarda meydana çıktığında belki çok şeyi anlayacağız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. polisiye romanlarda nedensellik ilkesine bağlı unsurlar yazar tarafından yerleştirilir ki, bir takım şeyleri okuyucuya anlatabilmek için bir kaç dayanak noktası olsun elinde.. bizim hikayemizde nedensellik ilkesine uyum gösteren bir sürü unsur var ve bunlar ekran görüntüleriyle de gösterildiği üzere gerçekten yaşanan şeyler olduğuna ve öyküye mr.yer6 yerleştirmediğine göre kim ya da kimler yerleştirdi? tesadüfen mi bir araya toplandılar, bir takım aklı evveller akıllı tasarım mı yaptılar yoksa zaten evrimin kendisi nedensellik üzerine mi kurulu? "son" diye yazdığımızda bunun kararını da okuyucular verir umarım..

      öte yandan özel mesaj yayınlamak veya size gönderilen bir özel mesajı bir başkasına servis etmek en ayıp sayılan şeylerden biri internet aleminde. o yüzden çok makul bir gerekçeyle bile böyle bir iş yapmak zorunda olmak rahatsız ediyor beni. yayınlamayı düşündüğüm şeyden kolibri'nin blogunda bahsettim, sanırım özel mesajı publik etmekten daha ayıp bir duruma karşılık gelen bir tutum var ortada ve benim böyle bir mesajı yayınlamam masum bir hareket olur bu tutumun ahlaki yönü karşısında.. yine de düşünmekteyim.. bakalım..

      Sil
  2. Süreci geri çevirme için hiç bir gayret yok.
    oysa ki sizinde bahsettiğiniz gibi herşey tamamen ortada.

    küçük bir değişimle, herşey çok güzel olabilir.

    hatalar vardır
    hatalı kişiler vardır
    hatalı uygulamalar vardır
    hatalı tutumlar vardır
    iyi niyetle yapılan ama kötü sonuç veren durumlar vardır

    ama bunları düzeltmek isteyen kimse yok.
    en azından şimdilik böyle gözüküyor. düzeltmek için ortaya çıkanlarda birbir dışlanıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla yine ahkam keseceğim ama söylemeden geçmek istemiyorum:
      "kişi gerçekle bağlantısını keserse, gün gelir gerçek olunla bağlantı kurar ve bu çoğu zaman onun isteyeceği şekilde olmaz!"

      gerçekle yüzleşme travmatik olmuş ve reddettikleri şeyler bir bataklık gibi dibe çekmiştir çizgiliforum'u..

      Sil
  3. İleride ne olur bilmiyorum ama 25temmuz, olaylarlardan ibret almış gibi bir görüntü sergiliyor.
    Tabi şimdilik yolun başı. hiç birşey garanti değil. hele birde sorunlu insanları EsKit bünyesinde tuttuğunu hesaba katarsak, bir zaman sonra sorunların burada da baş gösterebileceğini öngörülebilir.

    Lakin benim sözüm bu an için geçerli.
    sorun yaratabilecek bir öneri karşısında ''biz bunu yönetim odasında enine boyuna konuşup duruma bakarız. teşekkürler'' diyerek, ne yağ yansın, ne tava hesabı iki dakikada huzuru bozmadan, olası bir isyanı 2 dakkikada bastırıp, sorun kökünüde kazıyıp atabiliyor.
    şahsen takdir edilmeyecek gibi değil.
    Çünkü ÇF günlerinde yaptıklarını biliyorum. bu kadar değişmesinin altında yaşayarak öğrenilen tecrübe yattığını düşünüyorum.

    ÇD'da bir öneri karşısında, ''tamam, hemen beleş bulup herkese dağıtıcam'' diyerek ortalığa gaz veren, sonra hiçbir gelişme(ilerleme) olmadığı halde, konuyu kapatmayıp, google transled sevdalıları ile gerçek çeviri-balonlama ustalarını karşı karşıya getiren Büyük Beyaz'ı gördükçe.

    ÇF'da bir paylaşım karşısında savagated, Rturkmen, kolibri paylaşımcıya yardım etmek ve pürüzlerini düzeltmek isterken, Timurkhan'ın ortama girip, herkesi eşşeğin kıçına sokup çıkardığını gördükçe.

    Gözümde 25Temmuz bir anda değerlendi. stratejik adımları, bir 'görev adamı' titizliğinde.
    Yani 25Temmuz bu tutum ile devam ederse, rahatlıkla forumu çok üstlere taşıyabilir.
    Hatta ilerde çizgiroman bölümünü açıp, diğer forumları zor duruma bile sokabilir. bundan dolayı hiç başıda yanmaz.

    zira diğer forumların düzeleceği falan yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yeni her oluşuma kredi açmak lazım tabi. ÇF'den bazı arkadaşlar da eskit'e kredi açtıklarını ilk günlerde gidip gösterdiler. göz önündeki yönetici isimleri seçerken de isabetli olduğunu düşünüyorum ben de...

      lakin, ÇF'un düzeltilmesi için herkesin ağabeyi durumunda, yani içeride önemli bir güç halinde olabn birinin çözüm arayışlarına destek vermek yerine kendi çözümünü üreterek geride kalanları zor durumda bırakması benim gözümde olumsuz puandır.

      kaldı ki, en kritek anda en kritik yerde ortaya atılmıştır yeni oluşum fikri. vip desteğiyle mali sorunlar çözülecek ve en azından yönetsel anlayışta farklı bir yol tutturulmasını gerektirecek bir dönemi girilmek üzereyken, karşı hamle, vipcortlatma olarak meydana çıkmışken, üstelik 25temmuz'un bu hamleyi ortaya atan kişinin yanında olduğu da aşikarken, oldu bitti yapıp kendi forumunu kurması, üzerine düşünülesi bir durumdur..

      hele şu canım cicim ayları geçsin, çizgiliforum'un akibeti belli olsun, ÇF'deki bir takım ağır topların EsKit'te hangi mevzilere yerleştirildiği ortaya çıksın, o zaman gerçekte ne ile karşı karşıya olduğumuz daha belirginleşecek... bu anlamda fazla umutlu olmadığımı söylemeliyim, ama bu da umutsuzum demek değil.

      kredisi var eskit'in... vip meselesi gündeme getirilmeseydi bu kredi henüz harcanmaya başlanmış da sayılmazdı..

      bakalım önümüzdeki günler neler getirecek bize?

      Sil
  4. ''ÇF'un düzeltilmesi''
    Değerli yer6 birşeyin düzelmesi için şartlar oluşmalıdır.Çf her yönüyle dağılmıştı hemde yaklaşık 7-8 aydır peki adminler sahip çıktımı hayır forumun iki asıl sahibi foruma sahip çıkmamışken devamlı teknik sorunlar çıkarken teknik admin ayrılmış iken neyi düzeltebilirsin ki bu durumda en güzeli kendi kafana uygun bir forum oluşturmak ve eyyy millet işte ister açık paylaşın ister özel odamız var orada paylaşın yeni foruma buyrun demek en mrantıklısıdır.Kimin samimi kimin ikiyüzlü olduğu meydana çıkacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 25temmuz'un haklılık payı olduğunu söylememin nedeni de bu ya zaten.. ama sorunlar üst üste pıtırak gibi patlar ve birileri yangına körükle giderken "yeni forum" fikrinin ortaya atılması "tam zamanı" düşüncesine dayanıyor gibi geliyor bana ve rahatsız ediyor beni...

      açık açık konuşulmalı, tartışılmalıydı. çoğunluk, en azından çizgiroman'ı önemseyen çoğunluk, zaten sorunu görüyordu, insanlar ikna edilebilir ve daha az yıpranarak çıkarlardı bu değişim sürecinden..

      "küt" andersen'in imzasındaki değişim, hiç birine fırsat vermedi ve insanları saflara böldü.. işte tam da bu yüzden rastgele veya tesadüfi değildir. ya yeni forum için koşulların olgunlaşmasını istemeyen biri müdahale etmiş ya da tam tersi yeni forum tartışmalarında birilerinin ikna olmayacağını düşünen bir "gizli el" süreci hızlandırmıştır gibi geliyor bana..

      yukarıdaki sav çelişik bir önerme gibi görünebilir. böyle durumlarda sonuçlara bakmak gerekir iki fikirden hangisinin haklı olduğunu anlamak için..

      Sil
  5. “…en güzeli kendi kafana uygun bir forum oluşturmak… yeni foruma buyrun demek en mantıklısıdır…”

    Zaten 25T’yi de diğer yönetici arkadaşlarından özel kılan bu olmalı. O kadar yönetici var ama hiçbirinin aklına gelmiyor bu “en mantıklı” çıkış yolu; hepsi akıl tutulması içinde, bir onun aklına geliyor… :)

    Adettendir, dervişin hep hayalini kurduğu fikri bu olunca, haliyle “en mantıklı” gördüğü zikri de böyle şekilleniyor…

    Tabi bizim gibi, kaptan köşküne yakın lüküs kamarada oturmayanların anlayacağı türden işler değil bunlar, etik-metik işler yani…

    YanıtlaSil