14 Nisan 2013 Pazar

KAOS'ta Seyrüsefer...

Ne var vaa-riken ne yok yoo-kiken, zaman evvel, dünya ilkel, göğün kuruluşu denizin çekilişi yerin kabarışı yeniyken, ne her varmış ne hiç yokmuş, bir varmış bir yokmuş'a daha yol çokmuş. Heri hiçten ayıracak kalbur ise henüz ortada yokmuş. Yok dahi yoo-kimiş ki var vaa-rolsun da her ile hiç bölünsün.

İşte o günlerde ne günler güün, ne geceler gece-yimiş. Zamanın icad edilmesine binyıllar varmış da, ne binyıl ne de zaman yook ama yine de akaa-rimiş. Haftalar, aylar, mevsimler ve yılların yerine yeller esmekte, otlar bitmekte, gökler gürlemekte, damlalar, karlar inmekte, ama kimseler bunu bilmekteymiş. Dünyanın kimi kimsesi yokmuş çünkü. Ne'leri şey'lere dönüştürecek olan insan henüz insan değilmiş ki benler, bizler, senler, sizler, onlar olsun, o ol dememiş ki nelere nesne, şeylere eşya diyen bulunsun, dünya kaçlar, kadarlar, nasıllarla dolsun, nedenler, eğerler, keşkeler durmaksızın dönsün dursun.

Amma ve lakin Kurucu, Kâinatın içten bigbangli devridaim motorunun kontak anahtarını bir kere çevirmiş ve günü gelene, yer sarslıp gök çökene kadar köşesine çekilmişmiş. İzler imiş kurduğu düzenin tıngır mıngır sallanışını, doğanın beşiğinde uyuyan insan adayının gün be gün uyanışını.

Bu devridaim öyle bir daim devir imiş ki, bıkmadan usanmadan sonsuz kere sonsuz yinelermiş her şeyi. Gün doğar gündüz olur, gün batar gece olur, yıldızlar çıkarmış. Hurma dalı gibi bir ışık aralığı gün be gece büyür dolun olur gece be gün küçülür kaybolurmuş. Kaybolurmuş ama yok olmazmış. Kurulu düzende hiçbir şey vardan yok, yoktan var olmazmış çünkü. Herşeyin bir nedeni, bir amacı varmış.

Ay, arzın, arz güneşin, güneş gökadanın çevresinde dur durak bilmez dönerlerken, gökada da yol alırmış devridaim motorunun içinde. Kuran güzel kurmuşmuş, güden iyi gütmüşmüş, böyle başlayıp hep böyle sürmüşmüş.

İşte zamanın gelgitleri gide gele, tekrarlaya yineleye henüz insan olmayan insanı insan kılmış. O ki, önce canın bilmiş, sonra kendin. Kendini bilince ayrılmış diğerlerinden. Ayrılınca da onları bilmiş. Bilmiş bilmesine amma önce az bilmiş. Az bilirken hengâmeymiş her şey. Gözün açmış gör olmuş, gözün yummuş kör olmuş. Bakmış ki kör olmak kötü, gör olmak iyi, seyre dalmış âlemi. Seyreyleye eyleye eylemiş kendini. Eyledikçe fark etmiş kadim düzeni. Günü güneşi, geceyi ayı, tir tir titreyen yıldızları, nasıl gelip ve nasıl gittiklerini. Bakmış ki hengâme sandığı aheng imiş meğer.

- Hoooorrrr, kkgrrr!
- Huop, Yer6 uyuyorsun!
- Ha, ne?
- Uyudun olm.
- Yok yav bir an gözümü kırptım sadece. Kâinatın içten bigbangli şeyisi demiyor muydun en son.
- Oh oh, orayı geçeli çok oldu, uyumuşsun işte.
- Azcık içim geçmiş olabilir, abartma.
- Lan ne iç geçmesi, horul horul horluyordun.
- Aha, kuru iftira, ben horlamam bi kere.
- Nası horlamazsın len, Vipcortistin her yeri titriyordu sen nefes alıp verirken.
- Yalan! Asıl sen horlarsın bi kere!
- Yuf olsun sana, ben nasıl horlayabilirim ki olm?
- Kabul et horluyorsun işte.
- Len ben Vipcortist'in yapay zekasıyım be, ne uyur ne horlarım.
- Hade ordan, bilmiyoz sanki.
- Ne biliyon ki?
- Olm senin dört modun var, oturum kapat, kapat, yeniden başlat veeeee...
- Ve ne?
- Uyku modu!..
- E ne olmuş?
- Uyku moduna geçtiğinde fanların işlemciyi soğutana kadar nası ötüyor biliyor musun?
- Ne yani horlama mı bu?
- Horlama ne kelime!
- Ulen nerden çattık şu Vipcortist'e be, keşke tayinimi Atılgan'a isteseymişim.
- Atılgan eski model olm, Voyager filan de bari.
- Bak kafamı kızdırma HAL 9000 kesilirim başına, ayvayı yersin.
- Heuristically programmed ALgorithmic computer kiiim sen kim len, IBM özentisi seni.
- Genel kültürünü sevsinler, gören de David Bowman konuşuyo zanneder!
- Uzun etme de sadede gel, öyle masal gibi anlatırsan içi geçer tabi insanın.
- Horluyordun, bi tarafında berber pireler uçuşuyordu!
- Hayır, içim geçti, bilgiç tellal devede, aldın mı ağzının payını!
- Valla hiç kusura bakma kaldığın yerden tekrar anlatamam, özetliycem.
- En iyisi.
- İşte, hengâmeden çıkıp ahengi görmek için çevrende yinelenen şeylere bakacaksın, olay bu!
- Yani Kaos'taki düzeni gör, rotanı çiz diyosun.
- Aynen!
- E, baştan şöyle tek cümlede söylesene derdini.
- Öyle zevkli olmuyo olm, biraz ballandıracaksın... O zaman tadı çıkıyor işte.

DEVAM EDECEK...

2 yorum:

  1. Gelen ve gelecek yorumları yayınlamayacağımızı, ama kimsenin elinin de böğründe kalmasını istemediğimizi daha önce belirtmiştik. O yüzden bazı haleti ruhiyelerin olası yansımalarını aktarmaya devam ediyoruz. :)

    - Dedim size di mi, işte masal anlatıyor, biliyordum zaten Andersen bu Yer6.

    - Ulen herife sahte mesih dedik, havaya girip kitap indirmeye başladı.

    -Az gittik uz gittik ana avrat düz gittik.

    - Yok yok, akıllanmayacak bu adam, en iyisi topuğuna sıkalım...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili arkadaşlar gönderdiğiniz yorumlar için teşekkür ederim. Muhabbet etmek veya bir konuya dikkat çekmek için yazdıklarınızı keyifle okuyorum.

    Blog ileride okuyacağınız yazılarda göreceğiniz gibi ulaşabileceği en uç noktaya ulaşmış sadece bu uç noktanın meraklılarına açıklanması kalmış durumda. Tartışmaya yeni argumanlar eklenmesi bu kritik eşiği aşmamıza engel oluşturabilir. O nedenle yeni oluşan durumla ilgili açılan konulara yazılan yorumları yayınlamama kararımızı anlayışla karşılayacağınızı umuyorum.

    Üzerinde daha önce konuştuğumuz konularda söyleyecek şeyleri olanlar varsa ilgili konulara yazsınlar lütfen. Geminen noktanın ne olduğu herkesin malumu dahilinde bulunduğu için mecburen yine denetimden geçirecek ama sesini duyurmak isteyenlere aracı olmaya gayret edeceğiz şine.

    Lütfen "Demedi Denmesin" (ve Demedi denmesin - devam) başlıktan sonra açılan konulara yayınlanması istemiyle yorum göndermeyin.

    Özellikle rica eden bir arkadaşımızın yorumunu ilgili başlığa taşıyarak görüşlerinize sunuyorum.

    http://vipcortist.blogspot.com/2012/10/demedi-denmesin-devam.html?showComment=1366128537995#c1998588381423330747

    YanıtlaSil